https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

1 PUANDAN FAZLASI

Okunması Gerekenler

Evet üzgünüm kazanamadığımız için. Bugün buradan 3 puanı alıp dönebilirdik ve alsaydık muhteşem olurdu ancak emin olun 1 puandan fazlasını kazandık. Takımın sahadaki duruşu, özgüveni, direnci, yardımlaşması ilerisi için fazlasıyla ümit verdi. Belki hücumda daha etkili olabilirdik ancak ne olursa olsun bugün sahaya tabelada daha geride çıkan ve kendi evinde mutlak galibiyet kovalayan Galatasaray ile oynuyorsun. O Galatasaray’a karşı sahada maç boyu dimdik duruyorsun. Oyunu rakibine vermiyorsun. Bunun getireceği özgüven var ya, işte geçen sezonki takımın ruh halinin tam tersi manasına geliyor ki buna şampiyonluk yolunda çok ama çok ihtiyacımız var.

Bir defa sahadaki bu rahatlığın en önemli sebebi orta merkezdeki Emre-Gustavo ikilisi. Ne zaman kısa ne zaman uzun oynayacaklarını, ne zaman oyunu hızlandırıp yavaşlatacaklarını o kadar iyi biliyorlar ki, bir de her ikisi de “winner” tipli oyuncular. Bütün takımı peşlerinden sürüklüyorlar.

Onlar gibi bir başka ustamız daha var takımda, o da Max Kruse. Ancak Alman 10 numaramız bugün pas ve şut seçimlerinde biraz yanlış kararlar aldı. Pas vereceği yerde şut, şut çekecegi yerde pas tercih etti. Canı sağolsun, çok yüzümüzü güldürecek daha. Onun gibi bir başka klas ayak ta Deniz. Yalnız Deniz bugün hiç kusura bakmasın hayalkırıklığı yarattı. Ezdiği toplar, kaçırdığı pozisyonlar hiç olmadı. İlk derbi heyecanına veriyorum.

Deniz gibi ilk derbisine çıkan bir başka isim Vedat Muriç’ti. Galatasaray’ın iki kuvvetli stoperiyle 90 dakika boyunca müthiş boğuştu. Sırtı dönük çok top aldı. Oyunun bizde kalmasını sağladı. Formasını sıksan maç sonunda herhalde kilolarca ter akardı. Aferin sana Vedat. Bugün sahada sağlam kalmamızda büyük rolün vardı.

Tabii herkesin çekincesi stoperlerden yanaydı. Ancak geride boş alanlar bırakılmayınca ve orta sahamız çok iyi topa basınca işleri kolaylaştı. Baskı altında Zanka’nın bir kaç isabetsiz topu dışında sıkıntı yaşamadılar. Falcao da sezon öncesi tahmin ettiğim gibi kendi pozisyon yaratan bir oyuncu değil. Adam geçmez, çalım atmaz, süratli değil. Ha, pozisyona girerse 2 taneden birini atar ama işte bu akşamki tarzda karşısına “kemik” gibi bir takım çıkarsa zorlanır.

Kemik demişken Fenerbahçe’nin sertlik seviyesini ve direncini artıran oyuncuların başında Ozan Tufan geliyor. Ilk devre Feghouli kanadını kapatırken de, ikinci devre Isla’nın yerine sağ beke geçtiğinde de çok başarılıydı. Aferin ona. Bir başka övgü de Isla’nın ismini anmışken Ersun Hoca’ya. Belki de ilk devre tek aksayan yanımız İsla’ydı. Ersun Hoca hemen müdahele etti. Yoksa Babel tarafında bize zorluk çıkarabilirlerdi. Ayrıca hocanın Deniz’i maçın sonunda oyundan çıkarması da güzel mesajdı.

Son olarak ta bir başka güzellik Kadiköy’de koordinasyon sorunu yaşayan ancak deplasmanlarda sahaya her zaman etki eden Fenerbahçe taraftarıydı. Yine ev sahibi tribünlerin dengesini bozdular. Futbolcularımızı zaman zaman kendi evlerinde gibi hissettirdiler. Ben şu anda bu satırları o muhteşem Fenerbahçe deplasman tribününün arasından yazıyorum. Birazdan otobüslere binip evlerimize gideceğiz. İçimizde şampiyonluk inancı ve bu sene futbolcularımızın verdiği mücadele ile duyduğumuz gururla.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular