https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ANADOLU EFES VE RAKİPLERİ, EUROLEAGUE B GRUBU

Okunması Gerekenler

fersu yaziFinal Four’a ilk kez çıkan Türk takımı olarak bizleri gururlandıran Anadolu Efes bu sezon yaptığı transferlerle koç Ivkovic yönetiminde bu başarıyı kuruluşunun 40. yılında da tekrar etmek istiyor ve bunun için de tüm gerekli parçalar ellerinde mevcut. B Grubu kalitesinin ve tecrübesinin altında, nispeten kolay bir grup diyebiliriz. Normal sezonu ilk iki sırada tamamlamalarına kesin gözüyle bakıyorum. Rakipler; Cedevita Zagreb (Hırvatistan), Laboral Kutxa (İspanya), Limoges (Fransa), EA7 Milano (İtalya) ve Olympiakos (Yunanistan) olacak.
“Cedevita”
Hırvatistan temsilcisi için geçen seneki kadrolarını koruduklarını ve yaptıkları hamlelerle daha da güçlendiklerini söylememiz yanlış olmaz. Ancak bu gruptaki güç dengesine baktığımızda ilk dörtte yer almaları oldukça zor görünüyor.
Takımdan ayrılanlar; Stanko Barac-Milano ve Marko Tomas-Rönesans TED Kolejliler olurken, yeni katılanlar ise; atletik skorer James White (Unics Kazan), geçen sene Fenerbahçe’de kötü bir sezon geçiren tecrübeli uzun Luka Zoric ve üç sayılıkları ile tanıdığımız skorer guard Jacob Pullen (Enel Brindisi).
Lige hızlı bir başlangıç yaptılar ve özellikle kendi sahalarında çok iyi bir performans sergiliyorlar ki son şampiyon Kızılyıldız’ı da yenmeyi başardılar. Tecrübeli pivot Miro Bilan’ın liderliğinde Jacob Pullen ve Tomislav Zubcic de diğer skor opsiyonları şuanda. Özellikle Zubcic dış şut tehditi olan bir uzun olduğu için Cedevita’nın hücumlarına derinlik katan bir isim, ayrıca ribaundlarda da Bilan’ın en büyük yardımcısı. James White şuan bir tamamlayıcı rolünde ancak sezon ilerledikçe daha çok top kullanacağını ve ön plana çıkacağını düşnüyorum. Bunun yanında takımın direksiyonunu da koç Mrsic Bosnalı guard Nemanja Gordic’e emanet etmiş durumda. Tecrübesi ve takımdaki tek gerçek oyun kurucu olmasıyla beraber onun sahada kalması Cedevita’nın düzeni ve ritmi için çok önemli.Luka Zoric de Zubcic ve Bilan’ın gölgesinde daha çok bir bench oyuncusu konumunda ama Euroleague’de onun tecrübesine ihtiyaç duyacaklar, dakikaları artacaktır. Süper yıldız adayı Marko Arapovic de rotasyonunda kendine yer bulmaya başladı. Euroleague sertliğinde biraz zorlanacaktır ama yine de onu izlemek büyük keyif olacak.
Pota altında derin bir rotasyonu bulunan Cedevita’nın en büyük eksiği atletik ve blok tehditi olan bir uzun. Özellikle Bilan rakibin atletik uzunlarına karşı çok zorlanıyor, savunmada problem yaşıyor. Kısa rotasyonunda ise sınırlı opsiyonları var koç Mrsic’in. Özellikle Gordic dışında saf bir oyun kurucularının olmaması ve Pullen’in organizasyondan çok atmayı düşünmesi etkin olabilecekleri pota altını da kullanmalarını engelleyebiliyor zaman zaman. Kritik zamanlarda oyun sıkıştığında White’ın katkısı ve sorumluluk alması onlar için çok önemli olacak.
“Laboral Kutxa”
Son yıllarda hep heyecan verici bir hücum basketbolu oynayan ancak bir sistem kuramadıkları için başarıyı yakalayamayan Laboral, bu kez koç Perasovic’i takımın başına getirerek aradığı disiplini ve sistemi bulmayı umuyor. Kadro kalitesi ve koç Perasovic’in liderliğindegrupta Milano ile beraber 3 ve 4.sıralar için yerleri neredeyse garanti.
Transfer döneminde takımdan ayrılan kritik isimler; Scotty Hopson-Foshan, Fernando San Emeterio-Valencia ve Colton Iverson-Pınar Karşıyaka olurken kadroya ekledikleri değerli isimler ise; Eurobasket’te kendini yeniden bulan tecrübeli uzun Ioannis Bourousis, tecrübeli şutör Kristjan Kangur, sertliği ve alçak post etkinliği ile ön plana çıkan pivot Darko Planinic, keskin nişancı Alberto Corbacho ve enerjik şutör Jaka Blazic oldu.
Daha sezona başlamadan en kritik oyuncularından biri olan çok yönlü forvet Tornike Shengelia’yı sakatlık nedeniyle kaybettiler. Tecrübeli oyuncu her iki forvet pozisyonunda da oynayabilen ve eşleşme problemi yaratan bir isimdi. Takımı hücumda kısalar sırtlıyor şuanda. Özellikle Fransız guard Fabien Causeur ve skorer oyun kurucu Mike James sezona çok iyi başladılar. İşin organizasyon kısmında ise Darius Adams var. Amerikalı guard skorer kimliğinden sıyrılıp bu yeni rolünü kabullenmiş ve hakkıyla da yapıyor. Bourosusis de sezona iyi başlayan isimlerden. Geçtiğimiz sezon Real Madrid’de benchte oturduğu zamanların acısını çıkaracağa benziyor. Şuan için Kim Tillie de takımın pota altında “pis” işlerini yapan ismi konumunda.
Aslında şuanda çeşitli hücum opsiyonları olan ve görev tanımlarının yapıldığı bir takım görünümünde Laboral ancak forvet pozisyonunda kadroda Shengelia’nın eksikliğini fazlasıyla hissediyorlar. 3 numarada etkin olabilen tüm takımlar onların zaten zayıf olan takım savunmasını rahatlıkla delecektir. Laboral ile oynadığınız zaman bir diğer kritik noktada guardlara yapılacak baskı olacak. Eğer James ve Adams’ı rahat bırakırsanız canınızı ciddi derecede yakabilirler. Şuanda bu takımın lideri net olarak Causeur ve onu durdurmak Laboral’in hücum gücünü de büyük ölçü de azaltacaktır. Fransız oyuncu özellikle yarı saha hücumlarına derinlik katarak kritik anlarda yaratıcılığı ile kilidi açabiliyor.
“Limoges”
Fransa şampiyonu olarak Euroleague’de yer alacak olan Limoges, yenilenmiş kadrosu ile biraz daha güç kazandı belki ama bu grupta epeyce zorlanacaklar. Anadolu Efes ve Olympiakos’a direnmeleri zaten mümkün görünmüyor. Ayrıca Milano ya da Laboral’den birini de altlarına alarak gruptan çıkabileceklerini düşünmüyorum.
Yenilenmiş kadro dedim çünkü şampiyonluğu getiren önemli isimlerin çoğunu kaybettiler; Jamar Smith-Malaga, Pooh Jeter-Shandong, Adrien Moerman-Banvit, Ramel Curry-Roma ve Mickael Gelabale-Le Mans. Bu oyuncuların yerlerine ise; Malaga’da aradığını bulamasa da hücumun her iki alanında da etkili olabilen forvet Will Daniels, tecrübeli Alman guard Heiko Schaffartzik, TED Kolejliler’den tanıdığımız istikrarlı guard Matt Gatens, patlayıcı skorer Randy Culpepper, sahada herşeyi yapan görev adamı Mark Payne ve alçak posttaki etkinliği ile bildiğimiz Ali Traore’yi transfer ettiler.
Geçtiğimiz sezon VTB ligde Krasny forması ile dikkat çeken bir bireysel performans sergileyen Randy Culpepper’ın sezon öncesi sakatlığı koç Herve’in planlarını oldukça etkiledi doğal olarak. Ama bu nedenle takıma katılan Schaffartzik ve sezona bomba gibi giren genç oyun kurucu Leo Westermann onu aratmayacak gibi görünüyor. İki guard da takımlarını Fransa liginde omuzlarına almış durumdalar. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi atletik forvet Boungou-Colo yine takımın x-faktörü konumunda. Tecrübeli pivot Traore de hücumda üzerine düşeni hemen yapmaya başladı sezon başında, yeni takımına ısınmış durumda. Will Daniels ribaundlarda takımın en önemli silahı olsa da hücumda beklentilerin altında kaldı yine, Malaga’daki vasat performansına devam ediyor. Matt Gatens de şuanda takımdaki “görev adamı” rolünü üzerine giymiş ve kabullenmiş durumda. Mark Payne’in sakatlıktan kurtulacak olması ve büyük olasılıkla Euroelague’e sağlıklı başlayacak olması Limoges’ın  en büyük artısı olacak.
Euroleague için oldukça dar bir rotasyona sahip olan Fransız temsilcisinde bir yıldız olmaması ve her maçta farklı skorerler yaratmak zorıunda olmaları onlar için en büyük problem olarak görünüyor. Bunun yanında Traore’nin yavaş ayakları ile ikili oyun savunmasında yaşadığı problemler savunmada ciddi bir zaaf yaratıyor. Alternatif pivotları Zerbo da bu seviyelerin oyuncusu değil. Tehlikeli guardlara sahip olsalar da baskı altında zorlanıyorlar. Traore’yi savunmada zorladığınız ve ribaundlarda etkin olduğunuz takdirde Limoges çabuk yıkılabilecek bir takım.
“Milano”
Geçtiğimiz yıl şampiyonluğu Sassari’ye kaptıran Milano, hem koçunu değiştirdi hem de neredeyse tüm kadroyu yeniledi. Tabi bu kadar yeni bir takım olmasının sıkıntılarını yaşıyorlar.Ama bu problemli dönemde Olympiakos ve Anadolu Efes hariç kendileri için rahat bir gruba düştüler. Laboral ile beraber gruptan çıkacaklarını düşünüyorum.
Koç Repesa’yı takımın başına getiren Milano yönetimi şu isimler ile de yolları ayıdı; MarShon Brooks-Jiangsu, Frank Elegar-Rönesans TED Kolejliler, Trenton Meacham-ASVEL, Nicolo Melli-Brose Baskets, Daniel Hackett-Olympiakos, Samardo Samuels-Barcelona, Shawn James-Bilbao ve Joe Ragland-Pınar Karşıyaka. Takımın yenileri ise şöyle oluştu; tamamlayıcı guard Charles Jenkins, Alman liginin MVP’si Jamel McLean, Partizan’da yeniden kendisini bulan çok yönlü pota altı oyuncusu Milan Macvan, organizatör Andrea Cinciarini, tecrübeli guard Oliver Lafayette, yetenekli forvet Robbie Hummel, soğuk kanlılığı ve yaratıcılığı ile bildiğimiz Krunoslav Simon, koç Repesa sayesinde kariyerinde son bir fırsat verilen Stanko Barac ve atletik özelliklerini istikrar ile birleştiremeyen pota altı oyuncusu Gani Lawal.
Şuanda hücumda en önemli opsiyonları McLean. Atletik pota altı oyuncusu hem ikili oyunları etkili bitiriyor hem de alçak posttan skor üretebiliyor. Ayrıca sahada kaldığı süreyi ve enerjisini de çok verimli kullanıyor. Gentile ise geçtiğimiz sezonki performansının gerisinde kalmış olsa da halen bu takımın lideri ve kaptanı, başarılı olmak istiyorlarsa onun her zaman maçın içerisinde olması gerekiyor. Yetenekli Hummel yavaş yavaş Avrupa basketboluna ısınmaya başladı ve çok yönlü oyununu sergiliyor İtalya liginde fakat Euroleague sertliğine alışmakta özellikle alçak postta girmesi gereken kora kor mücadelelerde sorun yaşayabileceğini düşünüyorum. Jenkins skor anlamında şuanda takıma sıfır katkı veriyor ki onun bir an önce kendine gelmesi gerekiyor çünkü zaten Lafayette ve Cinciarini ile skor anlamında pek parlak olmayan guard rotasyonu bu şekilde iyice zorlanıyor. Simon ise henüz istatistik kağıdına kendinden beklenilenleri yansıtamamış olsa da oyunda olduğu her dönemde takıma ritm getiriyor, değer katıyor. Onun sahadaki varlığı ve sürekli potaya yönelmesi başta McLean olmak üzere tüm uzunların işini kolaylaştırıyor hücumda.
Geçtiğimiz sezona göre daha düzenli bir takım hüviyetinde olsalar da halen çok kırılgalar, savunma kurgusunu sağlayamadılar. Bu kadar fazla yeni oyuncu ile de bunu sağlamak koç Repesa için hiç de kolay olmayacak. Hücumda ise hem içeriden hem de dışarıdan bir çok değerli opsiyona sahiplerama roller henüz netleşmiş değil. Savunmada ise Jenkins ve Cinciarini gibi topa baskı yapma konusunda etkili silahlara sahipler. Onları hücumda durdurmanın yolu ise Gentile ve Simon’dan geçiyor. Şuanda takımın iki yaratıcısı konumundalar ve yarı saha hücumlarında topu McLean’e indiremedikleri ya da ikili sıkıştırma yedikleri her anlarda tüm takım bu iki ismin eline bakıyor adeta.
“Olympiakos”
Her sezon “bu kez olmaz, ellerinde sadece Spanoulis ve Printezis kaldı” denilen Olympiakos elindeki kısıtlı bütçe ve kadroyla hep mucizeyi başardı. Bu sezon takımdan değerli isimleri kaybetmiş olsalar da yerlerine de önemli hamleler yaptılar ve bu kez kağıt üzerinde de iyi ve derin bir kadroya sahipler. Anadolu Efes ile beraber hem bu grubun hem de Final Four’a katılımın en önemli favorilerinden biri konumundalar.
Ayrılanlar; Bryant Dunston-Anadolu Efes, Tremmel Darden-Beşiktaş Sompo Japan, Kostas Sloukas-Fenerbahçe, Brent Petway-Dinamo Sassari ve Oliver Lafayette-Milano. Önemli eklemler; gelecek vaad eden Sırp pivot Nikola Milutinov, geçen sezon Pınar Karşıyaka şampiyonluğunun mimalarından, oyunun her iki alanında katkı sağlayabilen D.J. Strawberry, Galatasaray forması ile izlediğimiz atletik uzun Patric Young ve çok yönlü oyun kurucu Daniel Hackett.
Lojeski sezona çok iyi başladı ve Olympiakos sisteminde Spanoulis’in ikili oyunlar sonrası ters taraftaki ilk opsiyonu oluyor, onun bu ceza atışlarını sokması hücum derinliği ve saha yerleşimi açısından çok kritik. Printezis de geçtiğimiz sezon kaldığı yerden devam ediyor. Tecrübeli forvet iç-dış oyununda sağladığı denge ile beraber takımının en önemli silahlarından biri olacak bu sezon da. Young ve Milutinov şuanda 5 numarada süreleri paylaşıyorlar ve koç maçın gidişatına göre rollerini değiştiriyor. Young Galatasaray’daki etkili performansından sonra henüz Kırmızılar’ın sistemine ayak uydurabilmiş durumda değil ama Hunter’ın yokluğunda fırsatları daha iyi değerlendirmesini bekliyorum, bir kaç maç sonra farkını gösterecektir. Hackett ve Strawberry oyunda oldukları dönemde maestro Spanoulis’e hem organizasyonda yardımcı olmaya çalışacaklar hem de delicilikleri ile oyunu açıp skor bulma konusunda önemli bir silah olacaklar. Ayrıca savunmada da onlardan beklenen atletik yetenekleri ile beraber Spanoulis’in açıklarını kapatmaları olacak. Bu sezon daha çok süre bulacak olan genç forvetler Papapetrou ve Agravannis de takıma enerji, sertlik ve ribaund katkısı sağlayan önemli tamamlayıcılar konumundalar.
Sert savunma ve pasa dayalı yarı saha hücumunu benimseyen Olympiakos’un sisteminde bu sezon da bir değişiklik olmayacak ve takımın maestrosu yine Spanoulis olacak. Kendi evlerinde ateşli taraftarları önünde tempo bulduklarında da etkili olabilen Kırmızılar’a karşı kendi silahlarını kullanarak pasa dayalı,sabırlı hücum etmek ya da savunma ribaundlarında etkin olup oyunun temposunu attırarak maçı açık sahaya yıkmak gerekiyor ki böylelikle onların alan daraltan öldürücü savunmalarından da kurtulabiliyorsunuz. Ama tempoyu arttırırken de bu sezon daha dikkatli olmanız gerekecek. Çünkü artık ellerinde Strawberry ve Hackett gibi tempoyu seven isimler de var. Özellikle bu oyuncular sahadayken zaten topa baskıyı arttırıp kendileri maçın temposunu attırmaya çalışıyorlar.
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular