ANLAMAK ÇÖZMEYE YETMEZ !!
Maymuna sigara içirtmek, şaka olsun diye arabayı arkadaşın üzerine sürmek, ayranın son yudumunu dürümün son lokmasına denk getirmek, ekmeği peçete niyetine kullanıp ağız etrafını silmek gibi gibi gibi pek çok davranış biçimi var biz Türk’lere özgü. Kazanılan sportif zaferlerlerin ardından konvoy yaparak trafik kilitlemek de dahildir, iki üç maç kötü oynadı diye bir dakikada adam silmek de dahildir.
Nani Fener’e gelebilir dediler, bir heyecan sardı tüm camiayı. Varsa-yoksa Nani. İlle de Nani. Hatta Messi bile gelmesin Nani gelsin, öyle bir saplantı yani. Her gün birileri bir haber gazlıyor; şu gün geliyor, bugün geliyor. yok tatilini uzattı, yok manitasını ikna etmeye çalışıyorlar, bizim taraftarda nerde o sabır ?? Uçakta Nani var mı diye bir kaç saatte binlerce kişi THY hizmet hattını meşgul etmiş, görevli personeli yaşamdan bezdirmişler; THY de o hırsla “Nani gelmeyecek” diye cevap yazmış Twitter hesabından, o derece yani. Nani, Nani gel artık diyenler, uğruna “Nani Verdiğin Sözler” diye şarkılar besteleyenler başladı homurdanmaya iki maçta.
O kadar iyi adam olsa vermezler bize; Manchester niye sattı abi ? Quaresma gibi abi ? Durarak top mu oynanır abi ? Çalım atamıyor bu adam abi ? Şimdi güzel kardeşim, başka bir oyuncu topu stop ederek beklesin de göreyim, bekletiyorlar mı bakalım ? Nani topu alıp stop ettiğinde sahadaki 21 futbolcu birden olduğu yerde heykel gibi duruyor. Her an maymun eder de ondan duruyor. Gerçekten de Nani’yi anlamak lazım. Nani’yi iyi anlamak da yetmez, çözmek lazım. Futbolda çalım atmak çok önemli bir meziyet, kabul ediyorum ve Nani’nin en üstün yönü çalım atmak değil. Türkiye Liginde üç büyüklerde oynayan oyuncuların çalım atma şansları da çok yüksek değil, o da ayrı.
Ortega, Yusuf, Okocha gibi çalım ustalarını gördük, eyvallah ama Nani o anlamda o kadar iyi değil. Hani şair diyor ya; Ayrılıklar da sevdaya dahildir diye. Nani çalımcı bir oyuncu değil ama Nani’nin mahareti ayağındaki topu vermemesi ki bu da çalıma dahildir ve bizim klasmanımızdaki takımlar için çalım atan oyuncudan daha kıymetlidir. Nakoulma iyi çalım atıyor, kolay adam geçiyor ama hiç bir zaman Nani olamaz. İbrahim Yattara müthiş bir çalımcıydı ama kariyerinin zirvesi 67.dakikada oyuna girdiği Trabzon oldu. Manchester kadar rakibe oynama imkanı veren, Manchester kadar hızlı ve çabuk oynayan her takımda da Nani çalımları atıp geçer, kimsenin kuşkusu olmasın. Nani taç çizgisinde, 2 kişi basıyor. Önce bir stop ediyor topu, o iki kişi durmuş ne yapacak diye bekliyor. Topu iki sağa sola çekiyor, sonra bir şekilde onlardan topu kaçırıyor, boştaki bir arkadaşına veriyor ya da iğnenin deliğinden topu arkadaşına pas olarak atıyor. Ayak içi, ayak dışı da bir o kadar iyi. Hele ki baskı yediysen Nani’nin bu özellikleri çok daha önemli hale geliyor.
Fenerbahçe 21 gol atmış ligde. 12 maç oynayan Nani; 5 gol ve 4 asistlik bir katkıda bulunmuş ki; aralarında 3 puan getiren goller var ve oransal anlamda katkısı %40’ın üzerinde. Dikkat edin, hemen her golden önce top mutlaka Nani’nin ayağına da değmiş. Asistçiye asistler var. Portekiz gibi yumuşak bir ligde 8 gol atmış Nani. Bu rakamı Nani daha ligin ilk yarısında bulabilir burada. Trabzonspor maçında 10 ikili mücadele kazanma rakamıyla en üst sıradaydı. Çok kart görüyor, evet! gereksiz gördüğü kartlar da var ama bu kartlar bir anlamda da oyuncunun hırsını yansıtıyor. Besbelli ki Nani yattığı yerden, iki tık tık yaparak para kazanmaya gelmemiş. Maçı istiyor, çok koşuyor, defansa yardıma geliyor ve çok mücadele ediyor. Fenerbahçe’nin sahadaki aklı, sahadaki kalitesi ve gerçekten klas bir oyuncu. Bana göre meziyetleri klasik bir 10 numarayı işaret ediyor ama ne hikmetse hiç bir kulüpte forvet arkası oynatılmamış.
Aslında Aykut Kocaman’ın kafasındaki 4-3-3’ün olmayan 10 numarası. Fenerbahçe’nin en iyi futbolcusu kim sorusuna da, hangi futbolcunun formasını alırsınız sorusuna da benim vereceğim tek cevap önce Nani olur. Evet, onun da kötü oynadığı maçlar oldu ve daha olacak da ancak iyi bir profesyonel, her sisteme uygun meziyetleri var, frikik atıyor, şut atıyor, ara pası atıyor, gol atıyor ve asla klasik bir kanat oyuncusu gibi çizgide kalmıyor.
Son söz, Nani’ye yapılabilecek en büyük hakaret de isminin Quaresma ile aynı cümlede kullanılmasıdır ki; futbolculukla, soytarılık tamamen ayrı mesleklerdir. Nani’yi anlayıp da çözemeyenler Quaresma ile kıyaslar. Bülent Ortaçgil’le bitireyim: Anlamak çözmeye yetmez, sensiz olmaz. Sensiz olmaz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907
