https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BSL 2015-16 SEZONU İLK BAKIŞ (7. KISIM)

Okunması Gerekenler

efeİnceleme serimizde yavaş yavaş sona doğru yaklaşırken, bu yazıda çok iddialı iki ekibimizle, yani Torku Konyaspor ve Trabzonspor Medical Park ile beraber olacağız.

 

 

 

TORKU KONYASPOR

Gidenler: Josh Mayo*, Hakim Warrick, Aleksandar Rasic, Cihan Amasyalı (Mondi Melikşah), Mesut Ademoğlu (Uşak Sportif), O. Metehan Deniz, Thomas Guinn, Ogün Sevinç (Best Balıkesir), Mustafa Kaya, Jason Boone (Ludwingsburg), Eren Özteke, Troy DeVries

Gelenler: Vanja Plisnic (Rönesans TED), Tyrone Brazelton (Le Havre), Metehan Mutlu (Mondi Melikşah), Doğukan Sönmez (Sakarya BŞB), Clay Tucker (Rönesans TED), Johndre Jefferson (P. Varese), İsmail Yüceer, Altay Özurgancı, Lasan Kromah

Kalanlar: Valentin Pastal, JR Bremer, Sean Williams, Burak Selen

 

Özet: Geçen yılın en dar bütçeli ve bu bütçeye nazaran en sağlam ve ekonomik performansını gösteren ekipti Konyaspor. Koç Aziz Bekir ta 90lar’da oyuncuyken bu ülkenin vatandaşlığına geçecek kadar uzun süredir ülke basketbolunu tanıdığı için, nelere dikkat edilmesi gerektiğinin de farkındaydı. Hatalı transferden ziyade, geçen sene çok enteresan olaylar yüzünden belleri büküldü ve play-off’ların dışında kaldılar. Mesela ana skorer De Vries’in uzun süreli sakatlığı ve devamında formunu bulamaması, tüm trafiği idare eden Josh Mayo’nun sebebi halen açıklanmayan bir şekilde polis tarafından ülke sınırları dahiline alınmaması ve takımdan ayrılmak zorunda kalması, Sean Williams’ın doping yaptığının ortaya çıkması gibi, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek engellerle karşılaştılar. Tutundukları can simidi ise, Hakim Warrick oldu. Warrick geldi, kurtardı ve gitti.

 

Bu sene, sağlıklı bir yapı kurmak adına, daha farklı adımlar attılar. Evvela Warrick ile beraber takıma alınan nakıs oyun kurucu Bremer ile devam kararı verildi. Guinn ve Rasic gibi faydalı ama sisteme bir türlü adapte olamayan isimlerle yollar ayrıldı, Boone’a da hoşça kal denildi. Para konusunda muazzam bir çatışma yaşadıkları De Vries ile de sözleşme yenilenmedi. Yerlerine geçen yıl ligimizde TED forması giyen guard Clay Tucker ve 4 numara Plisnic alındı. Üstelik, bütçe daha da küçülmesine rağmen. Bir de üzerine Fransa liginden oyun kurucu Tyrone Brazelton ile Lasan Kromah alınarak kısa rotasyonu tamamen yabancılara teslim edildi. Böylelikle 1 numarada artık Brazelton – Bremer, 2 numarada ise Kromah – Tucker var ve Brazelton hariç bu isimlerin her biri birer combo guard. Yedeklerde ise genç İsmail ve Mondi Melikşah’ta fena oynamayan Merthan yer alıyor, fakat acaba hiç süre alabilecekler mi?

 


3 numarada Valentin’in kötü sakatlığı sebebiyle bir süre daha kendisinden faydalanamayacak Konyaspor
. Yedeği Altay da bu seviyelere hazır olmadığı için, muhtemelen Kromah veya Tucker buraya monte edilecek ve dış şut ağırlıklı bir ekip kurulacak ligin başları için. 4 numarada ise Plisnic varken boyalı alandan hem yüzü hem de sırtı dönük çok sağlam bir bitiriciye kavuşmuş olacaklar. Savunma bakımından Plisnic çok iç açıcı bir isim olmadığı için, cezası hafifletildiği için takımda tutulan egzantrik blokçu Williams’a da burada iş düşebilir. Tabi Burak Selen’i de unutmayalım.

 

5 numarada aslen Williams boy gösteriyor, ama bu yapıda Jefferson 5 numaraya geçer, artık yavaş yavaş kıpırdanmaya başlaması gereken Doğukan da yedekliğini yapar bence. Mühim olan nokta, guardların yapamadığını yapıp, yırtıcı ve fiziksel oynayabilmek. Bu yüzden Williams-Jefferson ikilisini aynı anda bol bol görebiliriz sahada. Hücumda da savunmada da bu ikilinin benzer özellikleri var. Ama neticede her iki uzunu da maç başına 10 sayı 10 ribaunt ekseninde oynayabilen bir takım, böylesi sorunları da düşünmeyecektir. Hem bu ikilinin asıl maksadı sayı bulmak değil; o iş, boyalı alanda Plisnic’in görevi. Dolayısıyla, güzel işbirlikleri seyredeceğiz gibi görünüyor.

 

Bütün olay, triple-double ekseninde oynamayı seven Brazelton ve ölüsü bile takımına sınıf atlatabilecek olan Tucker’ın koyacağı ağırlığa bağlı. Diğer isimler tümden yardımcı parça, rol oyuncusu. De Vries yokken bile çok şutör bir takımlar, ama aynı ölçüde elit bir skorerleri olmadığı için, tamamen sisteme ağırlık vermek zorundalar. Tucker dışında kendi skorunu yaratabilecek bir kısaları yok. Bu yüzden iç-dış dengesini kurup, Tucker – Plisnic ikilisine ağırlık vermeliler. Sadece BSL’de mücadele edecekleri için, daha az yorulacaklardır. Play-off şimdilik biraz zor, ama orta sıralarda yer alacak gibiler. Düşmeye oynamazlar. Ve Aziz Hoca bu sezon o kadar iddialı sözler söylüyor ki, sanırız oyuncular da gizemli bir havaya bürünmüşlerdir. Sistem ve bu sistemi taşıyabilecek oyuncu kalitesi henüz kapalı kutu sayılır. Bekleyip göreceğiz.

 

İdeal 5: Brazelton – Bremer – Tucker – Plisnic – Williams

 

TRABZONSPOR MEDICAL PARK

Gidenler: Dee Bost (Zielona Gora), Sean Marshall, Yunus Akçay (Uşak Sportif), Nusret Yıldırım (Banvit), Kaloyan Ivanov (Tofaş), Can Altıntığ (Pınar KSK), Gani Lawal, Tutku Açık, Caner Şentürk, Can Korkmaz (Uşak Sportif)

Gelenler: Tarence Kinsey (Nizhny Novgorod), Damian Kulig (Turow), Darius Johnson-Odom (P. Cantu), Erdi Gülaslan (Gelişim Koleji), Hakan Demirel (Uşak Sportif), İbrahim Yıldırım (Uşak Sportif), Sertaç Şanlı (Uşak Sportif), Berkay Candan (Banvit)

Kalanlar: Dwight Hardy, Novica Velickovic, Andrija Stipanovic, Alper Saruhan

 

Özet: Trabzonspor, her geçen gün bir camia ve ekol takımı olma yolunda ilerliyor ve çok doğru bir yapılanmayla isabetli adımlar, seçimler yapıyor. Alpella’dan lisansı satın alıp şubeyi açtıkları o Kirk Penney’li alacakaranlık günleri geride kaldı, kültüre, basketbola uyum sağladılar ve tutunma süreci tamamlandı. Şu an için hedefleri, eğitmekten ziyade, kazanmak. Kazandıktan sonra da eğitime, yani altyapıya başlarlarsa, o zaman bir Tofaş, bir Efes haline gelebilirler zaman içinde. Çünkü maddi imkanlarını olumlu kullanıyorlar, ve neredeyse Trabzon il sınırında yer alan statlarına seyircileri çekmeyi başarıyorlar. Trabzon ve yöre halkıyla bütünleşmeyi, geçen seneki play-off ikinci turu, Eurochallenge Final-Four organizasyonu ve finale yükselebilmeleri sayesinde başardılar. Sırada, Eurocup var…

 

En büyük hamleleri, kadronun üç temel direğini, yani Dwight Hardy’yi, Andrija Stipanovic’i ve Novica Velickovic’i takımda tutabilmeleri ve koç Nenad Markovic ile devam kararı almalarıydı. Ekolleşmeye ve istikrarlı bir yapıya böylelikle ilk adımlarını atmış oldular. Markovic, yeni kurulmuş bir takımın/organizasyonun seyirciyi çekebilmesi ve birkaç göz dolduran sonuç elde edebilmesi için gereken sistemi, yani hücumu ön plana çıkardığı için, kazansalar da kaybetseler de epey seyir zevki arz ediyorlar. Üstelik, geçen seneki ekipten en doğru oyuncuları kadroda tutmaları da, bizim gözümüze çarpan doğruların onlar tarafından da fark edildiğini gösteriyor. Bilinçli ilerliyorlar.

 

Bu doğrultuda, bence geçen sene finalde o iki adet saçma sapan üçlük denemesi ve pervasız serbest atış üslubuyla Eurochallenge şampiyonluğundan onları mahrum bırakan Kaloyan Ivanov ile yolları ayırmalarını da doğru buluyorum. Benchten katkı vermek adına çok daha kaliteli ve etkili iki ismi, Kulig ve Sertaç’ı takıma monte ettiler nasılsa. Sean Marshall’ın da ligin ikinci yarısında serbest düşüşe geçtiğini ve toparlanamadığını unutmayalım. Marshall’ı da, hayallerinin ötesinde bir isimle, Nizhny ile şahane bir sene geçiren Tarence Kinsey ile değiştirdiler. Kinsey, özellikle Eurolegaue’de geçen sene gösterdiği performans sonrasında o kadar kıymetlenmişti ki, Trabzonspor ile bir Eurocup macerasına o’nu ikna etmek, çok büyük bir transfer başarısıdır. Darius Johnson-Odom da, Dee Bost ve Jerome Randle’a nazaran daha takım oyununa yönelik bir oyun kurucu profili çiziyor, lakin top kayıplarının miktarı kaygı verici. Bu yüzden takımın yine hücumda Hardy – Velickovic ikilisi üzerinden oyun kuracağını ve Stipanovic ile Odom’ın tamamlayıcı parçalar olarak görev yapacağını öngörebiliriz. Tabi ki burada püf noktası, rakibin alakasını Kinsey’den alıp başka tarafa çekmek. Zira Kinsey, ana skorerken ve rakibin tüm müdafaa dikkati o’nun üzerindeyken başarılı olabilen birisi değil. Liderlik, yine Hardy’nin kısacası.

 

1 numarada, şutları ile ses getirmesi muhtemel Odom’ın yanı sıra, hiçbir zaman potansiyeline erişemeyen Hakan Demirel ve Fırat Töz var. Geçen sene Yunus ve Can’da aradığını bu yıl Hakan’da bulmaya çalışacak koç Markovic. Hakan, yetenekli fakat tercihlerinde çok hata yapan ve özgüveni yerlerde sürünen bir oyuncu oldu hep. Ve etkisinden kurtulmazsa, Trabzon’un hedeflerinde sapma olabilir. Çünkü bu maraton çok uzun ve rakipleri artık onları çok daha fazla ciddiye alacak. Tempo basketbolu, sete set hücumlara nazaran hem Odom’a hem de Hakan’a hitap edebilir. Ama, dikkat etmek ve beklentileri iyi ayarlamak şart. Odom’ın faul çizgisinde bir oyun kurucudan beklenmeyecek kadar kötü olduğunu da unutmayalım.

 

2 numarada Hardy zaten ekibin “Başbuğ”u durumunda. Yedeği ise, İbrahim Yıldırım. Aslında tam da Hardy’yi yedekleyebilecek türden bir oyuncu seçtiler, zira İbrahim de 2 numaradan oyun kurabilen, şut sokabilen ve doğru adamı iyi zamanda bulabilen bir isim. Savunmada da Hardy’den daha iyi ve hırslı olduğu için, Hardy’nin artık maç başına 35-38 dakika sahada kalıp pestile dönmesi gerekmeyecek. 3 numara, Tarence Kinsey – Alper Saruhan – Erdi arasında pay edilecek. Berkay Candan’ın da burada süre alması muhtemel, ama şutlarına artık bir çek-i düzen vermesi şart, hatta farz. Berkay’ın orta ve uzak mesafe şutları, her zaman üçlüklerinden daha yüksek yüzdelidir. Bunu unutmamalı. Kinsey’nin beklenmedik hücum ribauntları, inanılmaz şut mekaniği ve şahsına münhasır atletizmi sayesinde, Trabzon savunmada da hücumda da çok şey kazanacaktır. İş ki, liderliği o’na değil, geçen seneki ekürisi Taylor Rochestie’yi andıran Hardy’ye versinler. Alper de, şeker hastalığı müsaade ettiğince, ilerleyen yaşını hiçe sayarak büyük katkı verecek ve takımı toparlayacaktır.

 

4 numara, evlere şenlik. Küllerinden doğan Novica Velickovic, nihayet kendisini bir yapının sağlam sac ayaklarından birisi olarak bulmayı başardı. Orta mesafeden neredeyse bir David Andersen kadar rahat ve istikrarlı şut sokmayı başaran, kritik anlarda dış şutlarıyla da takımını sayısız kez rahatlatan Velickovic, bu seviyelerde Trabzon’un emniyet supabı kesinlikle. Savunmada aksadığı anlarda ise, Kulig devreye girecek. Kulig, tıpkı Kinsey gibi, başlı başına bir transfer başarısıdır. Kariyeri geçen yıl yükselişe geçen Kulig, hem çok sert, hem de çok teknik bir isim olduğu için, bir beyazdan beklenilmeyecek kadar üstün atletizmi ve doğru pozisyon alma becerisi sayesinde, sahanın her iki yanında da, çok yönlü katkılar yapacak ve benchten kan pompalayacaktır. Berkay’ın da bir terslik olması halinde bu görevi üstlenmesi mümkün, ama fiziğini ve dış şutunu geliştirmesi gerektiğini söylemiştik, değil mi?

 

Pivot mevkii de, geçen yıla nazaran çok daha güven arz ediyor. Çünkü takımın temel taşı Stipanovic harika bir EuroBasket geçirip cümle aleme eski usul pivotluğun daha ölmediğini ispatlarken, yedekliğine de 2.12’lik Sertaç soyunacak. Sertaç, Galatasaray günlerinden bu yana bir bocalama evresindeydi, fakat geçen yıl Zupan’ın çökmesiyle beraber Uşak Sportif’te hatırı sayılır bir sorumluluk üstlenip başarılı olmuştu. Fiziğini biraz daha güçlendirirse, milli takıma kadar yolu var Sertaç’ın, çünkü sahanın her iki yarısındaki boyalı alanda da çok akıllı, çok etkili. Bitiriciliği de sorunsuz. Böylelikle, takımın en emin eli olan Stipanovic’in de artık her maç sıtkı sıyrılmayacak, gönül rahatlığıyla kenara gelebilecek.

 

İster yüksek, ister düşük tempoda olsun, ister penetreyle, ister boyalı alan üzerinden oynasınlar, Trabzon bu sene büyük iş başaracak gibi görünüyor. Örnek alınması gereken bir yapılanmaları var ve yükselişteler. Eurochallenge şampiyonluğunu kıl payı kaçırmaları, tıpkı Pınar Karşıyaka’da olduğu gibi, onları da kamçılarsa, Eurocup’ta da yarı finali rahat görürler. Ligde ilk 8 için yerleri şimdiden hazır, ama play-offlardaki şansları için eşleşmeleri görmek şart.

 

İdeal 5: Odom-Hardy-Kinsey-Velickovic-Stipanovic

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

 

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular