https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EN TIRTTAN, AYKIRI VE DE GEÇ KALMIŞ BİR YAZI

Okunması Gerekenler

Herşeyden önce iyi bir futbol seyircisi değilim. Fenerbahçe taraftarıyım, Fenerbahçe maçlarını takip ederim ama stadyumda seyretmeyi sevmem, yanımdaki “tıfıl’ Fenerbahçeli’yi mi kollayayım, maç mı seyredeyim. Hem lisede kaleci olduğumdan olsa gerek, oyunu kale arkasından okuyabiliyorum ama en belalı seyircimiz de orada, marketin üstünde.

Ben ki Fenerbahçe Stadyum Migros’un cirosunun %1’inin kulübe gittiği menkıbesiyle (?) alışverişimi oradan yaparım, düzenli. Meyhanede, rakı sofrasında can kardeşim Köstek’le seyretmek herşeye yeğdir, çok güzel günlerimiz oldu, aslan sütü eşliğinde, az acılı anılar da meze oldu diyelim, geçelim, şampiyonluğu son maçta Galatasaya’a bırakıp acılı çiğ köfte tadında gaz yediğimiz Kadıköy Çarşısı akşamı gibi…

selim 1Hemen her gün Yoğurtçu Parkı Karakolu’nun önündeki Alex de Souza heykelinin önünden geçiyorum. Bir gün heykelin karşısında motosikletimi durdurdum, elimi kapı tıklar gibi heykele vurdum, tık tık fiberglas tıngırtısı… Moda’da Koço’ya inen yokuşun başındaki Atatürk büstü gibi… Neden bu ucuzluk?.. Heykel dediğin bronzdan olur. Ama bu memlekette çalınır ve eritilir, o da başka hikaye.  Alex’e dönelim, günün her saatinde kaidenin üstüne tırmananlar var, askerlik arkadaşlarıyla (!) fotoğraf çektirenler... Mermer kaplama kaidenin üzerindeki pirinç yazıtlar vidalanmamış, silikonla yapıştırma, çıkanlar ayaklarını taktıkları için arada bir yerinden sökülüyorlar ama Alex’e ve heykeli aralarında para toplayıp yaptıran taraftarlara saygıdan olsa gerek kaybolmuyor, yeniden yapıştırılıyorlar…

Zurnada peşrev olmaz, sadede geleyim; Alex’in gitmesi iyi, hatta geç oldu. Emeği çoktur, gözlerimiz şükran borçludur. Ama zaman işlemektedir iki boyutta; Alex yaşlandığı gibi gençlik hali de günümüz mücadeleci futboluna uymamaktaydı. İyi oynadığı maçlar muhteşem bir seyir ama tersi olduğunda karın ağrısı, takım duruyor…
Daha önce gitseydi daha az karın ağrılı seyrederdim ender de olsa Saraçoğlu’nda veya çoğunlukta olduğu gibi meyhanede LCD ekran başında…
alex11Başlıkta geç bir yazı dedim, zira Ersun Yenal zamanında yazılması gereken bir yazı bu. Bencileyin, geçen sezon başında Ersun Hoca’ya güvenmeyenlerdendim. Hele bir de Emre olmadığında takım dağılıyordu. İstatisik takip etmeyenlerden olduğumu anlamışsınızdır haliyle, ancak geçtiğimiz sene Emre bir çok maçta sakatlık veya cezadan dolayı oynamadı AMA tıkır tıkır oynayan bir Fenerbahçe seyrettik. Majör bir sıkıntı var mıydı? Arkadaşlık üst düzeyde (en azından öyle gözüküyordu oturduğum sandalyeden), takım olmanın bilincinde… Belki rakipler erken havlu attılar ama dördüncü yıldıza doğru son dönemeci de güvenle aldık.
Alex diyordum , konuyu toparlayayım. Bilmez mi sahaların ender rastlanır akılda oyuncusu, tribüne çıkmanın sonucu ne olur, bırak Fenerbahçe’yi, herhangi bir Anadolu kulübünde bile… Hatırlarsanız ateş nereden çıkmıştı (ona uyan salakoğlan Stoch da başını yaktı, yazık oldu, üstelik). Kabahatli kim derseniz, önce Alexmania taraftar, sonra da Aziz başkan derim; Alex bir sene öncesinden memleketine gitmeyi , futbolu oarada bırakmak istiyordu. Ancak taraftar geleyana geldi, bir de heykelini dikince geri dönüş bileti açığa alındı, alındı da herşey tatsızlaştı. Tatsız bir heykel açılışı ve sona kadarki tatsız süreç. Oysa gidişi en az Lugano’nunki gibi gibi görkemli ve benzersiz olmalıydı.

ismailGünümüze dönersek,  İsmail Kartal’lı günlere geçiş yaptık beklenmedik şekilde, Başkan’ın eylemlerinden sual sorar olduk, 3 Temmuz sürecinin kredisi yendi bitti. Ama komplekssiz bir İsmail Kartal gönlüme ferahlık veriyor, Aykut Kocaman’ın defansif,  Ersun Yenal’ın ofansif oyununu bir güzel harmanlamış gözüküyor. Üzerine oyuncularıyla iyi ilişkisi beni taaa gerilere,  Veselinovic  zamanına götürüyor; bu iddiasız günübirlik yorumcunun beklentilerinin boşa çıkmayacağını umuyorum.
Bu yazıyı bitirirken Burak Yılmaz son dakikada Anderlecht’e beraberlik golünü attı, tebrikler, yolları açık olsun.

SELİM AKINOĞLU

selim.akinoglu@abcspor.com

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular