https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET 2015, FİNAL – ŞAMPİYON – EN İYİLER

Okunması Gerekenler

arif sahin 10Eurobasket 2015 – Final, Şampiyon, En İyiler

          Eurobasket’te heyecan dolu yarı final maçlarının ardından, finalin rekabet açısından beklenen heyecanı vermediğini söyleyerek başlayalım; İspanya maçı baştan sona forse etti ve rahat kazandı…

FİNAL: İspanya maça hızlı başladı, önceki maçların aksine ‘sadece Pau Gasol temelli’ oynamaktan vazgeçti ve ilk bölümde özellikle Rudy Fernandez’in etkili oyunuyla farkı açtılar. Litvanya’nın da dış şutları girmeyince; beşinci dakikada skor 15-4 oldu. Moladan sonra Litvanya yine farkı kapatamadı ama en azından savunmada kendine geldi ve ilk çeyrek 19-8 bitti.

İkinci çeyrek de aynı havada başladı; Litvanya dış şutlarda başarısız olurken İspanya hücumlarda istediği sayıları buldu ve 14.dakikada skor 27-12 oldu. Ancak devre sonunda dış oyuncularından katkı bulmaya başlayan Litvanya, son saniyede Maciulis’in üçlüğüyle umutlarını sürdürdü: 41-33

İkinci yarının hemen başında Valanciunas’ın faul problemine girmesi Litvanya’nın oyun planını bozdu. 24.dakikada 52-35 olduktan sonra Kuzminskas’ın oyuna girmesiyle Litvanya farkı biraz eritti ama tek hanelere inmedi. Bu bölümde Llull’un da etkili oyunuyla İspanya üstünlüğünü sürdürdü: 60-43

Litvanya son bölüme iyi savunmayla başladı ama bu iyi savunmayı uzun süre sürdüremediler ve farkı kapatamadılar. Sonuçta İspanya 80-63 ile galip geldi ve son dört Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü kez altın madalya kazandılar.

İSPANYA: İspanya turnuvaya çok iyi başlamadı, sonraki günlerde ritm bulduklarını söyleyebiliriz. Finale kadar giden yolda ‘sadece Pau Gasol temelli’ basketbol oynadılar ve Fransa maçında Gasol’ün hem normal süre sonunda, hem de uzatmanın son dakikasında yaptığı faullerin es geçilmesiyle maçı kazandılar. Final maçında ise ‘sadece Gasol temelli’ oynamaktan vazgeçtiler ve oyunu çeşitlendirerek maçı baştan sona kadar rahat götürdüler. Bu arada Pau Gasol’ün yine önemli istatistiklere imza attığını da kaçırmayalım; 25s- 12r- 4a- 3b ile oynadı ve ikinci yarının başında Valanciunas’a arka arkaya fauller yaptırarak maçın gidişatını etkiledi. Sergio Llull 12s- 6r- 5a ile turnuvadaki en iyi maçını çıkardı. Rudy Fernandez 11s- 2tç ile oynadı, üçüncü çeyrekte sakatlanarak çıkmak zorunda kaldı. Rodriguez 4s- 6a ile bekleneni verdi. Mirotic turnuvayı 13s- 5r ortalamalarıyla bitirdi.

LİTVANYA: Litvanya finale gelene kadar zorlu maçlar oynadı ve burada maç sonlarında, rakiplerin hatalarını iyi değerlendirdiklerini de söyleyebiliriz. İtalya maçında normal sürenin sonunda Gentile’nin topu kullanamamasının ardından maç uzadı ve uzatmada rahattılar… Sırbistan maçında ise çok iyi mücadele ettiler ama iş yine son topa kaldı, son topta Bogdanovic yanlış bir tercih yapmasa ve ayağı kaymasa Sırbistan öne geçebilirdi… Yarı final maçında Kalnietis’in dengesiz performansına rağmen maçı önde götürdüklerini ve sonunda kazandıklarını yazmıştık. Final maçında ise öyle olmadı. Kalnietis ancak 15.dakikadan sonra etkili olmaya başladı ve maçı 13s- 6a ile bitirdi ama 3 top kaybı yaptı ve ikilik atışlarda 2/9 isabet buldu. Renaldas Seibutis ise hiç katkı veremedi (asist olarak) 13 sayı üretti ama 0a/ 3tk yaptı ve savunmada da Llull karşısında sınıfta kaldı. Valanciunas ise 10s- 9r ile yine standart katkısını yaptı. Litvanya takımında Maciulis de turnuvanın en iyilerindendi; 14s- 6r- 2a ortalamalarıyla oynarken, özellikle Gürcistan-İtalya maçlarında öne çıkan isim oldu.

FRANSA: Üçüncülük maçında Fransa, Sırbistan karşısında ikinci çeyreğin ortalarından itibaren üstünlüğü ele geçirdi ve evindeki şampiyonayı madalyayla bitirdi… Bu maçta en çok öne çıkan isimler De Colo ve Gobert oldu yine. De Colo 20s- 3r- 4a, Gobert 15s- 14r- 3b ile oynadılar. Evan Fournier 15s- 5r ile üçüncülük maçının iyi isimlerinden biri oldu… Fransa adına turnuva geneline bakalım; kolay rakiplerin olduğu gruptaydılar ve yarı finale kadar pek de zorlanmadılar. Yarı final maçında De Colo kötü oynadı, Pau Gasol ekstra oynadı ama buna rağmen ‘hakem kurbanı’ olduklarını da yazabiliriz sanırım; Gasol’ün hem normal süre sonunda, hem uzatmanın sonlarında yaptığı fauller es geçildi. Oyuncu performanslarına bakarsak; Tony Parker skor bulsa da kötü şut yüzdesi ve 4.2a/ 2.3tk ortalamaları tatmin edici olmaktan uzak. Nicolas Batum da takımın kötü isimlerinden biriydi; Boris Diaw takımın en çok asist yapan oyuncularından biri oldu. Lauvergne/Gelabale haricinde kenardan katkı alamadılar.

SIRBİSTAN: Turnuvaya İspanya galibiyetiyle başlayan ve yarı finale kadar ‘turnuvanın en iyi takımı’ olan Sırbistan, Litvanya karşısında durdu. Litvanya’nın mücadeleci oyunu karşısında Teodosic-Bjelica durdular ve son hücumda Bogdanovic’in hatalı tercihi/ayağının kaymasıyla ile maçı kaybettiler… Oyuncu performanslarına bakarsak; Nemanja Bjelica zirvede yer alıyor. 14s- 6.6r- 2.7a ortalamalarıyla oynayan Bjelica’nın, yarı finaldeki kötü performansı dışında çok iyi bir turnuva geçirdiğini söyleyebiliriz. Kenardan gelen ve genellikle maçların yarısından daha az sahada kalan Raduljica 13.5s- 5r ortalamalarına sahip. En çok tartışılan oyuncu Milos Teodosic 12s- 7a ortalamalarına sahip; özellikle çeyrek finalde mükemmele yakın oynadı ama yarı final ve üçüncülük maçlarında berbattı.

                  MVP PAU GASOL: Turnuvanın en değerli oyuncusu beklendiği gibi Pau Gasol oldu. Gasol 25.6s- 8.4r- 2.4a- 2.3b ortalamalarıyla oynadı. Bunların alkışlanması gereken istatistikler olduğunu söyleyelim ama çok da ‘şok edici’ değil. Gasol gibi sürekli üstüne oynanan ve bu kadar tecrübeli/güçlü bir oyuncunun bu tip istatistiklere imza atması beklenmeyen bir şey değil. Gasol, İspanya 3.Ligi’nden gelen bir oyuncu değil; bu turnuvayı 6s- 3r ile falan kapatacak değildi, tabii ki bu tip istatistiklere imza atacaktı, biraz ekstra olduğunu söyleyelim… Beni asıl etkileyen ve bence Gasol’ün esas başarısı olan istatistiklere gelecek olursak; 9/14 üçlük – 60/74 serbest atış ve sadece 1.4 tk ortalaması daha etkileyici istatistikler. Gasol kadar top kullanan bir oyuncunun bu kadar az top kaybı yapması takdire şayan…

                                  EN İYİ BEŞ: Son yıllardaki büyük turnuvaların aksine ilginç  bir ‘en iyi beş’ seçimi oldu diyebiliriz; şampiyon ve finalist takımlardan 2’şer oyuncu seçildi, dördüncüden oyuncu seçilmedi… Pau Gasol haricinde en iyi beşte yer alan isimlere bakalım…

Sergio Rodriguez: Sergio yine Real Madrid’teki gibi oynadı. Maçlara kenarda başladı ve dahil olduktan sonra ortalama 25 dakikanın üstünde süre aldı. Turnuvayı 10s- 2r- 4a ortalamalarıyla tamamlayan Sergio’nun özellikle yarı final maçında çok etkileyici olduğunu söyleyebiliriz.

Nando de Colo: Turnuvayı 13s- 5r- 3.7a ortalamalarıyla tamamlayan Nando, Parker’ın da çok etkili olamadığı bu turnuvada Fransa’nın en çok öne çıkan dış oyuncusu oldu diyebiliriz.

Jonas Maciulis: Yukarıda da bahsettiğimiz gibi; özellikle ikinci tur ve çeyrek final maçlarında öne çıktı. Gürcistan maçında 34s- 6r- 3a- 4tç- 2b ile turnuvanın en akılda kalıcı performansına imza attığını söyleyebiliriz.

Jonas Valanciunas: En iyi beşe giren tek ’90 sonrası doğumlu oyuncu olan Jonas, gerçekten çok domine edici bir performans sergiledi ve Litvanya takımının en güvenilen eli olduğunu söyleyebiliriz. 16s- 8.5r ortalamalarıyla oynayan Jonas, sadece final maçında ‘idare etti’ diyebiliriz; özellikle İtalya maçında dikkat çeken bir performansa imza attı.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : arif.sahin@abcspor.com

twitter: @arifsahin1

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular