https://www.abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

GELECEĞİMİZSİN ÇOCUK

Okunması Gerekenler

SÖKE SÖKE

Biz bu filmi çok gördük. Gördük ama çok sıkıldık artık. Yorulduk, yıprandık, gerildik. Kolay değil bunu kaldırmak. Bizim için...

YANLIŞ START DOĞRU FİNİŞ

Bir şeyi 6 yaşındaki çocuğa anlatamıyorsanız siz de anlamamışsınız demektir diyor Einstein, Jesus koca Türkiye'ye anlatamadı 3'lü defansın gerekliğini...

TAKİBE DEVAM

Fenerbahçe maça çıkarken yine saha dışı bir çok konuyu hafta arası geride bırakmak zorunda kaldı. Taraftara 6222'den gelen tebligatlar...

Takımda parlayan genç bir yıldız adayı olduğunda temkinli davranmak lazım. Hemen göklere çıkarmaktan kaçınmak, oyuncunun erken havaya girmesini engellemek lazım. Ama kusura bakmayın tutamıyorum kendimi. Geleceğimiz olan Arda Güler oyuna girdikten sonra öylesine keyiflendirdi ve gururlandırdı ki bizi, ister istemez Arda ile başlamak istiyorum maç yazısına.

Maç 2-0’dan 2-2’ye gelince demoralize olmuş bir takıma dahil oldu Arda. Geliştirdiğimiz atakta kalabalığın içinde topu alışı, eveleyip gevelemeden sol kanattaki Szalai’ye verişi, oyunun yönünü değiştirmesi ve hemen ardından ceza alanına yaptığı koşu o kadar değerli ki. Yaptığı usta işi vuruşla attığı gol ise giden maçı çevirdi resmen. Hele hele 5.gol öncesi kafasını kaldırarak Berisha’ya yaptığı asist var ya, tam anlamıyla ”olağanüstü”. Sanki uzun yıllardır oynayan tecrübeli bir maestro gibiydi. Mest etti hepimizi. Üzüntülerin ağırlıkta olduğu bu sezonda güneş gibi parladı. Geleceğimiz için umut oldu. Bir de attığı gol sonrası armayı öpüşü var ya, belki de bir çoğumuzun gözlerini yaşarttı. Ne diyelim, biz de pırlantamızın gözlerinden öpüyoruz diye ilave edip diğer detaylara geçelim.

Bir defa oyun olarak Fenerbahçe beklendiği gibi çok etkili bir ön alan baskısı yaptı. Farioli’nin abartılı pasla defanstan çıkışına karşı oldukça çok top kazandık. Tabii bunu yaparken orta alanda boşluk olmaması için defansımızı da çok öne çıkardık. Bu da ister istemez defansımızın arkasına atılan toplarda pozisyon da vermemize sebep oldu. Altay’ın verdiğimiz pozisyonlarda gününde olduğunu ve maçı çevirenlerin başında geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.Yaptığı asistle de ekstra katkı sağladı Altay. Defansta çok güvendiğimiz isimler olan Szalai ve Kim kritik müdaheleler de yaptılar ancak ben onları zaman zaman çok tereddütlü görüyorum. Kararsız kalmak defans oyuncuları için hata riski taşır. Onlara göre daha az beğeneni olan Serdar Aziz sanki son haftalarda hepsinden daha hatasız oynuyor gibi geliyor bana.

Ozan’ın hala etkili olamaması, Mesut’un yavaş yavaş form tutmasını bir kenara bırakırsak, diğer pozitif noktalardan biri Crespo-Zayc merkez orta sahasının gittikçe oturması ve rakip ceza alanına yaptıkları koşular. çok önemliydi. Serdar Dursun’un sırtı dönük oyunda katkı sağlaması, Pelkas’ın girdikten sonra hareket getirmesi de sevindiriciydi. Ancak en önemli sürpriz çok eleştirilen Rossi’nin maça damga vuran isimlerden biri olmasıydı. Çok zor bir gol attı, sürekli hareketliydi,rakip defansı hep karıştırdı. Arda’nın golünde sanki bir ”kule santrafor” gibi kafayla topu indirdi. Pelkas’ın golü ve penaltımız öncesi vuruşları direkten döndü. Övgüyü fazlasıyla haketti.

Övgüyü hakedenlerden biri de bu maç özelinde İsmail Hoca. Elbette eleştirilen çok yönü var. Özellikle de maç sonu demeçlerinde kendini ifade etme sıkıntısı yaşıyor. Ancak şunu unutmayalım geldiğinde Adana Demir’e evinde kaybeden, kaybederken orta sahası delik deşik olan ve 46.dakikada yediği 2. golden sonra hiç bir direnç gösteremeyen bir takımı devraldı. Önce bu dağınıklığı gidermek için takıma oyun içi disiplini katmaya çalıştı. Herkesin duracağı yer, birbirlerine nasıl yardım edecekleri, sahaya nasıl yayılacakları belli oldu. Bu en başta göze hoş gelmeyen yavan bir futbol getirdi ancak antreman kalitesi ve fizik gücü de artınca Fenerbahçe hem hücum zenginliği hem de mücadelesi artan bir takım haline geldi. Burada İsmail Kartal güzellemeleri yapmak istemiyorum, daha öyle müthiş bir takım haline de gelmedik ama hocanın da hakkını vermek lazım, bir dokunuş yaptığı kesin. Keşke Slavia Prag ve Kayseri maçlarımız 1 ay önce değil de şimdi olsaydı.

Neyse biz geçmişi bırakıp geleceği konuşarak bitirelim. Gelecek deyince de tekrar Arda Güler’e dönelim. Bu çocuk bizim yarınlarımız. Bu çocuk tepeden tırnağa topçu. Yaşına başına bakmadan ona formayı verelim. Fenerbahçe’mizin yarınlarını o ve onun gibilere teslim edelim. Ha bir de Arda’nın muhtemelen sahada olacağı 2.lik için çok önemli Konya maçında geçen hafta Trabzon’a karşı olduğu gibi, tribünlerde eski günlerdeki gibi takımımızı coşkuyla destekleyelim. Sezonu 2. bitirmek için biz de üstümüze düşeni Kadiköy’ü tıklım tıklım doldurarak yerine getirelim.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerikART ARDA
Sonraki İçerikİYİ Kİ ERTELENMEDİ

Son Haberler

SÖKE SÖKE

Biz bu filmi çok gördük. Gördük ama çok sıkıldık artık. Yorulduk, yıprandık, gerildik. Kolay değil bunu kaldırmak. Bizim için...

YANLIŞ START DOĞRU FİNİŞ

Bir şeyi 6 yaşındaki çocuğa anlatamıyorsanız siz de anlamamışsınız demektir diyor Einstein, Jesus koca Türkiye'ye anlatamadı 3'lü defansın gerekliğini ve UEFA'dan da yine bu...

TAKİBE DEVAM

Fenerbahçe maça çıkarken yine saha dışı bir çok konuyu hafta arası geride bırakmak zorunda kaldı. Taraftara 6222'den gelen tebligatlar ve Kayseri'ye Fenerbahçe'li taraftarların gelememesi...

UMUT UMUT UMUT, MASAL MASAL MASAL

Türkler balık hafızalıdır önermesi balıklara da hakarettir, Türklere de. O malum süre balıklar için 5 saniye olmadığı gibi bu kadar sık gündemin değiştiği bir...

ESAS BUNDAN SONRASI

Zorlandık maça konsantre olmaya. Çok kötü günler geçirdik deprem sonrası. Herkes elinden gelen desteği verdi, yardımlaşma konusunda bugün taraftar da güzel görüntüler oluşturdu ama...

Benzer Konular