Çok basit özetleyelim dün akşamki maçı..Hatta benzetme ile de çözebiliriz.

Hele bir de yok top auta gidiyor yok taca gidiyor eleştirilerini de okudum onlar gerçekten komik. Sevgili okuyucular gol %99 değil %100 Marcelo’nun suçu. Öyle Tosic’e falan da kabahat bulmayın. O tip anlarda hucüm oyuncusunun kalye koşması ile defans oyuncusunu koşma hızı bir olmaz. Çok ani gelişen posizyonda Tosic’in orada bitmesini bekleyemezsiniz. Ama Marcelo efendi öyle mi? Sanki Sergio Ramos gibi hızlı bir stopersin de kafa ile müdahale edebileceğin hiç yoksa rakibi rahatlıkla bozabileceğin bir pozisyonda topun geçmesine izin verip arkadan koşmaya çalışıyorsun. Böyle üst düzey stoperlik falan olmaz. Karabük maçından sonra da yazacaktım vazgeçmiştim ama burada yazayım. Bu arkadaşın ayakları da bir fecaat. Her topu ya rakibe yada pozisyon bozucu bir şekilde arkadaşlarına veriyor. Kendini düzeltmez ise Rodolfho ‘yu kesemez deyip ilk yarı için son düdüğü çalayım.
İkinci yarı ise yukarı da bahsettiğim rakibin yorgunluk faktörünün de yardımı ile bambaşka bir maç oldu. Saha içinde gelinen tempo düzeyi Talisca için bulunmaz hint kumaşı gibi oldu. Tüm yeteneklerini gösterebileceği bir ortam buldu Brezilyalı. Benfica’nın ilk yarıdaki oyununu görünce Talisca ‘yı neden gönderdiklerini anladım. Talisca’dan o tempo ile savunma ve hücum geçişlerini yapan bir takımda verim beklemek hayacilik olur. Hani 10 kişi koşuyorlar dedim ya bu haliyle o olursa 9 + 1 olur. Tabi ki bütün bunlar Talisca kötüdür yada uyum sağlayamaz demek değildir aksine gelişsin bizim oyunumuza yakınlaşsın diye yapılmış akılcı bir kiralama hamlesidir ve en doğru yere Şenol Güneş’in Beşiktaş’ına gönderilmiştir. Bize düşen ise bu üstün yetenekli oyuncuya sabır göstermektir. Bazen düşük bazen çok yüksek maçlarını seyredebiliriz.

Sezon daha yeni başladı ama Beşiktaş’ta bazı şeyler çok net artık benim için. Sağ bek ve Sol bek pozisyonları tartışmaya açık değildir. Beck ve Adriano bu pozisyonların stepneleri olabilirler. Caner ve Gönül sağlıklı ve istekli oldukları her önemli maçta forma giymelidirler. Ve gelelim kişisel değerlendermelerdeki tek kişilik orduya, maçın açık ara kahramanı olan Tosic’e.. Futbolunun ikinci baharını yaşıyor adeta.. Alanya maçından sonra da yazmıştım. Adriao’nun sakatlanmasında en çok Tosic’i stoperde daha fazla seyredemeyeceğime üzülmüştüm o gün. Dün de müthiş idi..Gerçekten çok sert ve doğru zamanlamalı oynadı.. Tebrikler. Ama yine de küçük bir uyarı. Dün gece ki gibi tek hamleli oyunlarında zamanlamayı bazen tutturamayabilir ya adamı kaçırır yada kart görür. Bence gereksiz bir iki atlaması oldu.
Evet altın gibi bir puan. Hele de deplasmanda birinci torba takımından. Ama yine de özeleştiri yapalım ki bu seviyelerdeki takımlardan herzaman böyle şans puanı bulamayız. Burada da ,Türkiye’de de zaman zaman tempo yediğimizdeki durumlara bir çözüm bulmamız şart. Hadi hucümu geçtim bari İtalyan takımları gibi o anlarda savunma yapmayı rakibi yormayı bilelim. Anlaşılan o ki bizim ülkemizde oynadığımız tiki taka futboluna bu arena özelinde ulaşmamız zaman alacak. Ama yine oyunda kalmayı mücadele etmeyi sürdürmemiz lazım.
Son olarak maçın en dramatik anınını hatırlayalım. Göreceli olarak taraftarın en sevdiğinin yaptığı hatayı en sevmediği kapatıyor ve takım belki de puanı orada kurtarıyor. Hani o lisansını yırtıp attığımız , gece kulubüne fedai yapdığımız Tolga belki de en az Talisca kadar ortak oluyor o bir puana. Q7 nin yaptığı tek kelime ile terbiyesizlik..Sen bu arenalarda çok oynamış olabilirsin yada daha 2 ay önce Avrupanın en büyüğü olmuş ve doymuş olabilirsin ama buraya daha yeni çıkmış kendini göstermeye çalışan bir sürü genç arkadaşın var o takımda. Bu kadar vurdum duymaz olunmaz. Tüm sahayı tersine kat edip son adam haline geldikten sonra da bacak arası aranmaz. Ama ne yapıcaz asıcaz mı Q7’yi ?.. Maçı Portekizlilere sattı mı diyeceğiz? Tabi ki hayır. O bu takımın en yetenekli , en tecrübeli oyuncusu ve oyun lideridir oynadığı anlarda. Onu korumak hafif uyarılarla tekrar oyuna dödürmek zorundayız. Tıpkı kaptana yapmamız gerektiği gibi.
Yaklaşık 40 senedir bu takımı izlerim ve son 30 senesini de net hatırlarım. Taraftar ne zaman adamcılık yapsa ne zaman takım içinde denge bozacak sevgi yada sevgisizlik gösterse etkisi tüm takıma olmuştur ve alabileceğimiz başarıların uzağında kalmışızdır. Şuanda da bu tehlikeye doğru gidiyoruz. Dün maçtan sonra Olcay’ın açıklamarının satır aralarını iyi okumak gerekir. Tolga için; ‘’ çok başarılı bir kurtarış yaptı ve puan kazanmamızı sağladı’’ diyor. Yani taraftarın tepki gösterdiği bir diğer oyuncu olarak Tolga’yı koruyor. Bu tip kenetlenmeler böyle bir psikoloji içersine girmeler hiç de iyi değil. Bu çocukları bu nefis takım içersinde başka hissettirmeye kimsenin hakkı yok. Bırakalım adamları işlerini yapsınlar..
Herkese saygılar ve iyi bayramlar…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Bülent Bilirgen / HABER1903