https://www.abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İYİ BAYRAMLAR

Okunması Gerekenler

AYAĞA KALKTIK

Bıçak sırtı gibidir böyle maçlar. Avrupa Kupası'nda alınan tarihi bir mağlubiyetin ardından hoca, yönetim, oyuncular hepsi eleştiri bombardımanı altında....

MERHABA HAYAT

Çok kalabalık bir restorana gidiyor, ilgisini garsonların hafızası çekiyor. Sizin masaya getirdiklerimi 1 saat sonra unuturum hatta 1 saat...

S.O.S.

S.O.S. Krugman’ın Pop Internationalism adlı kitabında bahsettiği gibi toplumların ekonomik kaderini şirketlerin değil ülkelerin rekabeti belirler. Ülkeler aslında kurumsal rekabeti...

BULENT BILIRGENÇok basit özetleyelim dün akşamki maçı..Hatta benzetme ile de çözebiliriz.

Geçen seneki Kasımpaşa, Başakşehir yada deplasmandaki Bursa maçlarını hatırlayalım. Rakipler yorulana dek o tempoları karşısında hiçbir şey yapamayan kendi oyunundan uzak farklı bir Beşiktaş vardı sahada. Ve hepsi zor maçlardı bizim için. Şampiyonlar liginde oynadığımız ilk maçta aynen böyle oldu işte. Rakip Benfica da, 10 oyuncusu ile tempo yapan sahayı rakibi için çok küçükleştiren ve topu kazandığı gibi de kaleyi düşünen bir ekip. İlk 10 dakika hariç ilk yarının tamamında bunu yaptılar. Skoru da buldular bulmasına ama çok genç oyunculardan kurulu olmalarından dolayı da maçı koparamadılar.
Aslında iyi takımlar kendi sahalarında (ki biz de İnönü’de böyle yapıyoruz) maçın belli bir bölümünde çoğunlukla başlarında çok yüksek tempo yapıp buldukları gollerle maçı koparıp rakibin gardını düşürmeyi amaçlıyor. Benfica da bunu amaçladı ama beceremedi. Tabi ki 2 puanı saniyelerle kaybettiler ama daha önemlisi ikinci yarıda yavaş yavaş tempolarını kaybettiler ve oyunun hakimiyetini bize kaptırdılar. Buna karşılık biz ise yukarıda bahsettiğim yüksek tempoya karşı kötü oyunumuzun bir örneğini verdik ilk yarının büyük bir bölümünde. Atiba ve Oğuzhan Gökhan İnlere’e göre daha pasif ve ne yaptığını bilmiyor gibiydi bu bölümde. İnler’in de enerjisi 30 dakikada bitti zaten.İlk yarıyı değerlendirmeye devam edersek Beck, Adriano ve Marcelo yu kötüler arasında Cenk ve Abubakar’ı etkisizler arasında sayabiliriz.
bjk-101Q7 bişeyler yapmaya çalışsa da, oyunun hücüm yönü açısından onun kafasının içi ile Beck’in ayakları arasındaki kalite farkı çok açık olduğundan etkili pozisyonların ikisinde de ofsayta düşmekten kurtulamadı.Eminim hepimiz son 5 senedir Samet Aybaba ile başlayan pas oyunumuzun aksine Abubakar’a atılan anlamsız uzun topları gördükçe deliye dönüyorduk…. Abubakar demişken de hemen belirteyim ki maçın başındaki harika İnler pasını kontrol edemeyip en azından vuruş yapamaması dışında bundan bişey olmaz diyenlerden değilim. Kafa topu hakimiyeti, çabuk olmasa da orta üstü hızı ve fiziğine göre teknik becerisi hiçde fena değil. İkinci yarıda Cenk’e bıraktığı top tam bir kalite göstergesi. Biraz sabredelim derim. Gelelim yediğimiz gole. Kaleci Tolga’ya suç bulanlara saygı duyuyorum. 2 metreden yerden havalanan topa vole tarzı gelen şutu bloke edemediği yada başka yere yumruklayamadığı için eleştirebilinir ama bana göre doğru eleştiri olmaz.

Hele bir de yok top auta gidiyor yok taca gidiyor eleştirilerini de okudum onlar gerçekten komik. Sevgili okuyucular gol %99 değil %100 Marcelo’nun suçu. Öyle Tosic’e falan da kabahat bulmayın. O tip anlarda hucüm oyuncusunun kalye koşması ile defans oyuncusunu koşma hızı bir olmaz. Çok ani gelişen posizyonda Tosic’in orada bitmesini bekleyemezsiniz. Ama Marcelo efendi öyle mi? Sanki Sergio Ramos gibi hızlı bir stopersin de kafa ile müdahale edebileceğin hiç yoksa rakibi rahatlıkla bozabileceğin bir pozisyonda topun geçmesine izin verip arkadan koşmaya çalışıyorsun. Böyle üst düzey stoperlik falan olmaz. Karabük maçından sonra da yazacaktım vazgeçmiştim ama burada yazayım. Bu arkadaşın ayakları da bir fecaat. Her topu ya rakibe yada pozisyon bozucu bir şekilde arkadaşlarına veriyor. Kendini düzeltmez ise Rodolfho ‘yu kesemez deyip ilk yarı için son düdüğü çalayım.

İkinci yarı ise yukarı da bahsettiğim rakibin yorgunluk faktörünün de yardımı ile bambaşka bir maç oldu. Saha içinde gelinen tempo düzeyi Talisca için bulunmaz hint kumaşı gibi oldu. Tüm yeteneklerini gösterebileceği bir ortam buldu Brezilyalı. Benfica’nın ilk yarıdaki oyununu görünce Talisca ‘yı neden gönderdiklerini anladım. Talisca’dan o tempo ile savunma ve hücum geçişlerini yapan bir takımda verim beklemek hayacilik olur. Hani 10 kişi koşuyorlar dedim ya bu haliyle o olursa 9 + 1 olur. Tabi ki bütün bunlar Talisca kötüdür yada uyum sağlayamaz demek değildir aksine gelişsin bizim oyunumuza yakınlaşsın diye yapılmış akılcı bir kiralama hamlesidir ve en doğru yere Şenol Güneş’in Beşiktaş’ına gönderilmiştir. Bize düşen ise bu üstün yetenekli oyuncuya sabır göstermektir. Bazen düşük bazen çok yüksek maçlarını seyredebiliriz.

bjk-100Talisca, Ocak ayından sonra daha verimli eğer kalır ise bize önümüzdeki sene çok daha yararlı olacaktır. Talisca dışında, ikinci yarının bir başka değişeni ise Adriano Cenk değişikliği ile oldu. Cenk’in getirdiği dinamizm , önde top tutma ve faul alma becerisi rakibin üstüne biraz daha gitmemizi sağladı. Ben İnler Tolgay değişikliği beklerken hoca Olcay’ı da sahaya attı ki bence bu da karşılık buldu. İnler derken ikinci yarı çok yoruldu. Sahada yürüdü adeta.Ama tam 1 sene top oynamamış 32 yaşındaki bir oyuncudan bahsediyorsanız bunlara şahit olmanız çok doğal. Ama büyük kalite ve bizi yukarı çıkartacak. Asıl soru Atiba ne durumda? Geçen seneki süperman yok şimdilik. Zaten hiçbir oyuncu performansını geçen seneki Atiba ile karşılaştıramazsınız. Kendininkini bile. O yüzden Atiba geçen seneye göre mutlaka düşüş gösterecektir. Önemli olan sizin kadro yapınızın bu düşüşe karşılık nasıl destek olabildiğidirç Tolgay,İnler ,Oğuzhan ve Necip bu açığı kapatıp üstüne de bir şeyler koymaya hazırlamalılar kendilerini.

Sezon daha yeni başladı ama Beşiktaş’ta bazı şeyler çok net artık benim için. Sağ bek ve Sol bek pozisyonları tartışmaya açık değildir. Beck ve Adriano bu pozisyonların stepneleri olabilirler. Caner ve Gönül sağlıklı ve istekli oldukları her önemli maçta forma giymelidirler. Ve gelelim kişisel değerlendermelerdeki tek kişilik orduya, maçın açık ara kahramanı olan Tosic’e.. Futbolunun ikinci baharını yaşıyor adeta.. Alanya maçından sonra da yazmıştım. Adriao’nun sakatlanmasında en çok Tosic’i stoperde daha fazla seyredemeyeceğime üzülmüştüm o gün. Dün de müthiş idi..Gerçekten çok sert ve doğru zamanlamalı oynadı.. Tebrikler. Ama yine de küçük bir uyarı. Dün gece ki gibi tek hamleli oyunlarında zamanlamayı bazen tutturamayabilir ya adamı kaçırır yada kart görür. Bence gereksiz bir iki atlaması oldu.

Evet altın gibi bir puan. Hele de deplasmanda birinci torba takımından. Ama yine de özeleştiri yapalım ki bu seviyelerdeki takımlardan herzaman böyle şans puanı bulamayız. Burada da ,Türkiye’de de zaman zaman tempo yediğimizdeki durumlara bir çözüm bulmamız şart. Hadi hucümu geçtim bari İtalyan takımları gibi o anlarda savunma yapmayı rakibi yormayı bilelim. Anlaşılan o ki bizim ülkemizde oynadığımız tiki taka futboluna bu arena özelinde ulaşmamız zaman alacak. Ama yine oyunda kalmayı mücadele etmeyi sürdürmemiz lazım.

bjk-benf-11Son olarak maçın en dramatik anınını hatırlayalım. Göreceli olarak taraftarın en sevdiğinin yaptığı hatayı en sevmediği kapatıyor ve takım belki de puanı orada kurtarıyor. Hani o lisansını yırtıp attığımız , gece kulubüne fedai yapdığımız Tolga belki de en az Talisca kadar ortak oluyor o bir puana. Q7 nin yaptığı tek kelime ile terbiyesizlik..Sen bu arenalarda çok oynamış olabilirsin yada daha 2 ay önce Avrupanın en büyüğü olmuş ve doymuş olabilirsin ama buraya daha yeni çıkmış kendini göstermeye çalışan bir sürü genç arkadaşın var o takımda. Bu kadar vurdum duymaz olunmaz. Tüm sahayı tersine kat edip son adam haline geldikten sonra da bacak arası aranmaz. Ama ne yapıcaz asıcaz mı Q7’yi ?.. Maçı Portekizlilere sattı mı diyeceğiz? Tabi ki hayır. O bu takımın en yetenekli , en tecrübeli oyuncusu ve oyun lideridir oynadığı anlarda. Onu korumak hafif uyarılarla tekrar oyuna dödürmek zorundayız. Tıpkı kaptana yapmamız gerektiği gibi.

Yaklaşık 40 senedir bu takımı izlerim ve son 30 senesini de net hatırlarım. Taraftar ne zaman adamcılık yapsa ne zaman takım içinde denge bozacak sevgi yada sevgisizlik gösterse etkisi tüm takıma olmuştur ve alabileceğimiz başarıların uzağında kalmışızdır. Şuanda da bu tehlikeye doğru gidiyoruz. Dün maçtan sonra Olcay’ın açıklamarının satır aralarını iyi okumak gerekir. Tolga için; ‘’ çok başarılı bir kurtarış yaptı ve puan kazanmamızı sağladı’’ diyor. Yani taraftarın tepki gösterdiği bir diğer oyuncu olarak Tolga’yı koruyor. Bu tip kenetlenmeler böyle bir psikoloji içersine girmeler hiç de iyi değil. Bu çocukları bu nefis takım içersinde başka hissettirmeye kimsenin hakkı yok. Bırakalım adamları işlerini yapsınlar..

Herkese saygılar ve iyi bayramlar…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Bülent Bilirgen / HABER1903

Son Haberler

AYAĞA KALKTIK

Bıçak sırtı gibidir böyle maçlar. Avrupa Kupası'nda alınan tarihi bir mağlubiyetin ardından hoca, yönetim, oyuncular hepsi eleştiri bombardımanı altında....

MERHABA HAYAT

Çok kalabalık bir restorana gidiyor, ilgisini garsonların hafızası çekiyor. Sizin masaya getirdiklerimi 1 saat sonra unuturum hatta 1 saat sonra sizi bile hatırlamam ama...

S.O.S.

S.O.S. Krugman’ın Pop Internationalism adlı kitabında bahsettiği gibi toplumların ekonomik kaderini şirketlerin değil ülkelerin rekabeti belirler. Ülkeler aslında kurumsal rekabeti kendi içlerinde yaşarlar ve piyasadaki...

YIKILMADIK AYAKTAYIZ

Büyük fırsattı tabii dün Galatasaray'ın Hatay'a kaybetmesi. Bir galibiyetle bugün tekrar 2 puan farkla öne fırlayacaktık. Olmadı. Çocuklar çok istedi, çok ta iyi mücadele...

LİDERLİĞE BURUK BİR MERHABA

Ateistin ateistliği uçak türbülansa girene kadar, Feministin feministliği kocayı bulana kadar, İsmail Kartal'ın serisi de 2 sakat verene kadarmış. Neden diyorum, sezon başından bu yana...

Benzer Konular