https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

JIM THORPE, MODERN SPOR DÜNYASININ “EN” ÇOK YÖNLÜ ATLETİ

Okunması Gerekenler

Hepimizin bildiği üzere, tarihe damga vurmuş birçok spor efsanesi var ama bunlardan biri  “aşağıda açacağımız malum sebepten dolayı” değeri anlaşılamasa da, 4-5 ayrı sporda birden zirve yapabilmiş olması nedeniyle Jim Thorpe diğerlerinden ayrılıyor.

1912 yılında yapılan Stockholm olimpiyatlarında Amerikayı temsil eden, pentatlon ve dekatlonda ezici bir üstünlükle birinci olan kızılderili atletin, kökeni yüzünden, kamuoyunu hiç ama hiç tatmin etmeyen gereksiz bahanelerle madalyaları elinden alınmıştı.

Madalyalarını geri almak için uzun süre hukuk mücadelesi vermiş fakat madalyaları o öldükten anca tam!! 19 sene sonra 1972 yılında “ona haksızlık yapıldığı anlaşılarak” geri verilmişti.

1953 yılında olurken söylediği son sözler olan, “madalyalarımı geri verin” spor tarihine damga vuran olaylardan biridir. Bir digger tarihe geçmiş sözü de Stockholm zaferi sonrası ülkeye dönüşünde New York’ta Broadway bulvarında konfetiler eşliğinde karşılanırken dediği “insanların çığlık çığlığa, defalarca adımı haykırdıklarını duydum ve yalnızca bir kişinin nasıl bu kadar dostu olabileceğini anlayamadım”.

Geçelim yaptığı sporlara.. Thorpe asıl ününü tabii ki ona 2 Olimpiyat altını getiren Stochholm-1912 ile yaptı ama Amerikalıların deyişiyle futbol (bizdeki ismiyle Amerikan futbolu), Thorpe’un en sevdiği spordu ve hep öyle kaldı.

Atletizme girişi de çok enteresan, tesadüfen pistin yanından geçerken, elbiseyle girdiği bir yarışta kırdığı rekor tam 10 sene kırılamamıştı!..

Ulusal anlamda ilk olarak 1911 yılında okulunun futbol takımında farklı pozisyonlarda oynayordu ve Carlisle’ın Harvard takımını yendiği 18-13’lük maçta takımının tüm sayıları ondan gelmişti. O sezonu 11-1 tamamlayan Carlisle, sonraki sezon Thorpe’un 25 “touchdown” ve 198 sayısıyla (12 maçta) ulusal kolej şampiyonasına katılmıştı.
Thorpe gösterdiği üstün performansla, 1911 ve 1912 yıllarında ülke karmasına seçilmişti.

Madalyalarının geri alınmış olmasının nedeni ise 1909-1910 yıllarında beyzbol oynarken cüzi miktarlarda da olsa (günümüzde sadece 600-700 dolara tekabül eden) para kazanmış olmasıdır. Olimpiyatlarda “profesyonel” atletler yarışamaz kuralı, bir gazetenin 1913’te Jim Thorpe’un bu durumunu haber yapmasıyla tetiklenmişti ama herkes biliyordu ki asıl neden; kızılderili olmasıydı!.

Hakikaten de Thorpe 1909 ve 1910 yıllarında Rocky Mount, Kuzey Carolina’da Doğu Carolina Ligi’nde profesyonel beyzbol oynamış ve bunun karşılığında da az mıktarda para almıştır ama bunu kolej zamanları hemen herkes yapıyordu, tek fark; o paraları anne, baba, kardeş ya da başka birinin üzerinden alarak!.

1913 yılında New York Giants beyzbol takımıyla anlaşan Thorpe üç sezon boyunca dış saha oyuncusu olarak görev yaparak başladığı kariyeri, değişik takımlarda 10 seneye yakın sürdü ve toplamda 300’e yakın karşılaşmada yer aldı.

Aynı dönemde Thorpe Amerikan futbolunu da bırakmamıştır. 1915 yılında Canton Bulldogs takımıyla kontrat yapan Thorpe, maç başına o dönem için çok fazla sayılabilecek bir rakam olan 250 dolara anlaşmış ve onun da büyük katkıları ile o takım 1916, 1917 ve 1919’da şampiyonluklar kazanmıştı.

Thorpe 1920 ile 1928 yılları arasında bugünkü bilinen ismiyle ama o günün yeni oluşumu NFL’de de 6 değişik takımda toplamda 52 NFL maçı oynadıktan sonra 41 yaşında iken profesyonel Amerikan futbolunu bırakmıştı.

Bu sporlarla kalsa iyi, çok iyi derecede basketbol, çim hokeyi ve lacrosse da oynayan, inanılmaz bir yetenekten bahsediyoruz.

Sadece geri alınan madalyaları değil, tüm hayatı trajedilerle dolu olan atlet. 9 yaşındayken ikiz kardeşini kaybetmiş, 16’sında anne ve babasını, o da yetmezmiş gibi madalyalarının geri alındığı dönemden sonra 3 yaşındaki oğlu da vefaat etmişti.
Kökeni nedeniyle gördüğü kötü muamelelerin ve aile kederleri yanında, maddi anlamda da büyük sıkıntılar içinde geçen bir hayatı oldu büyük yıldızın.

Doğum sertifikası olmamasından dolayı, tam adı ve etnik kökeni hakkında kesin bir bilgi yoktur ama 28 Mayıs 1888’de Oklahoma eyaletinin Prague şehri yakınlarında doğduğu iddia edilmektedir. Tam ismi için de James Francis Thorpe kanıtlanamasa da en öne çıkandır ve vaftiz sertifikasında adı “Jacobus Franciscus Thorpe” olarak kaydedilmiştir.

Thorpe’un yerli dilindeki adı parlak yol anlamına gelen wa-tho-huk idi ve doğduğu kulübeye giden yolu güneş ışığının aydınlatması üzerine kendisine bu isim verilmişti.
Spor hayatı sonrası, alkol bağımlılığı yüzünden dikiş tutturamadığı özel hayatı, iş hayatında da benzer şekilde hareket etmişti.

Tarih kitaplarında yazılanlar; 3 kez evlendiği ve toplamda 19 çocuğu olduğu yönünde..
Çeşitli sinema filmlerinde figüran olarak yer almış, özellikle de kovboy filmlerinde Yerli şefi rolünü oynamıştır. 1951 yılında Thorpe henüz hayatta iken, ünlü Kazablanka filminin yönetmeni Michael Curtiz yönetmenliğinde Burt Lancaster’ın başrolü oynadığı “Jim Thorpe: All-American” adlı film çekilmiştir. 1931 yılında film haklarını MGM’e 1.500 dolar karşılığı satan Thorpe’un o filmden de hiçbir kazancı olmamıştı.

Ayrıca inşaat işçiliği, bar fedailiği de yapmış ve 1945 yılında kısa bir süre ticari yük taşıyan gemilerde tayfa olarak çalışmış. 1950’lere gelindiğinde beş parasız kalan Thorpe dudak kanseri nedeniyle hastaneye yatırılıyor ve o an için kurtulmuş da olsa..

Üç yıl sonra, üçüncü eşi Patricia ile Kaliforniya’daki karavan evinde akşam yemeği yerken üçüncü kalp krizini geçiriyor ve 28 Mart 1953 günü 65 yaşında hayata veda ediyor.

Belki birçoklarınca bilinmez hatta adı bile duyulmamıştır ama 1950 yılında Associated Press tarafından spor yazarları arasında yapılan ankete göre 20. yüzyılın ilk yarısının en büyük atleti ve aynı dönemde başka bir ankette de en iyi Amerikan futbolu oyuncusu seçilen bir spor ilahi bu yazının kahramanı..

1963 yılında NFL’in en büyük onur ödülü olan Profesyonel Amerikan Futbolu Ani Evi’ne kabul edilmesi ve orada oyuncunun bir heykeli bulunması da eklenilmesi gereken önemli notlardan.

1999 senesinde En Büyük 100 Amerikan Futbolu Oyuncusu listesinde, NFL kurulmadan önce profesyonel futbol oynayıp da listede yer alan tek oyuncudur, hem de en son oyununun üzerinden 81 yıl, ölümünün üzerinden 46 yıl geçmiş olmasına rağmen!..

Fazla uzatmadan, modern spor dünyasının en büyük atleti kim dendiğinde, ortaya farklı isimler çıkacaktır ama özellikle 1900’lerin başı ve çok yönlü atleti dendiğinde cevap, “tarihte hakettiği değeri görememiş de olsa” sencesi bencesi olmayacak şekilde tektir.

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular