https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KAFADA BİTMEMELİ

Okunması Gerekenler

Şampiyonluk yarışında koptuktan sonra büyük takımları motive etmek çok zordur. İster istemez düşüş gösterir futbolcular. İşte burada en büyük iş hocaya düşer. Takımın başındaki hoca aynı ciddiyetle, aynı hırsla, coşkuyla mücadeleyi sürdürmelerini sağlamak zorundadır futbolcuların. Ancak biz bugün elbette eleştirilmesi gereken bir durumda kaldık, maça hocasız çıktık. Vardı tabii takımın başında ismini bile hemen hemen hiç birimizin bilmediği bir hoca. Volkan ve Emre de işin içindeydiler muhtemelen. Maç öncesi bir konuşma da yapmışlardır kesinlikle. Oyuncuların konsantre olmalarını sağlamaya çalışmışlardır.

Ne yazık ki bu maç öncesi konuşması beklenen etkiyi yapmamış. Bunu net olarak söyleyebilirim. Takım 10 kişi kalana kadar duran toptan gelen golümüz dışında pozisyonumuz var mıydı? Ben hatırlamıyorum. Bu yeni düzenin getirdiği ekstra bir hırs, bir motivasyon göremedim ben. Halbuki sahada daha coşkulu bir takım görmek istiyordum. İlk devredeki yavaş ve temposuz futbolumuzun beni hayalkırıklığına uğrattığını söylemem gerekiyor.

Mehmet Ekici sağ kanatta pek etkili olamıyor, en etkili olduğu cepheden şutlar için de fırsat bulamıyor. Ferdi maalesef kendini gösteremedi ilk kez ligde 11’de olmasına rağmen. Ben olsam yine de lig sonuna kadar Ferdi’de ısrar ederim. Bir maçla asmayalım genç yeteneğimizi derim. Kruse sakatlandı çıktı, yerine giren Zayc hep top istedi , sorumluluktan kaçmaması güzeldi ama 10 kişi kalınca işi zorlaştı. Tolgay ilk sarı kartı öncesi topu acemice uzaklaştırmasının cezasını çekti, ikinci kart pozisyon penaltı olmasına rağmen kasıt olmadığı için bence ağırdı. Hasan Ali bir türlü toparlayamıyor. Muriç te çok yalnız kalıyor. Ancak tüm bu bireysel eksiklikler esas sorunumuz değil. Eğer takım lig yeniden başlıyormuşçasına konsantre olabilseydi , oyuncular Başakşehir maçındaki coşkunun yarısına sahip olabilseydi, bu bireysel eksiklikler de daha az göze batardı. Maalesef kafada ligi bitirmiş bir görüntüdeydi oyuncular. İşte bu olmamalı. Kupadaki Trabzon rövanşına kadar daha çok zaman var. Kafada sezonu bitirirse oyuncular bu antreman kalitesine de yansır. Eğer iyi antreman yapmazlarsa da Trabzon maçına kadar fizik olarak ta düşerler. O yüzden ne yapıp ne edip sezonu aynı ciddiyetle devam ettirmelerini sağlamak lazım bu kadronun.

Tabii 10 kişi kalınca artan bir mücadele oldu takımda. İkinci devre bir direnç gösterdi oyuncular. Ancak Serdar’ın sayılmayan golü bir kırılma oldu . ”Yine bu hakemler bize engel olacak” düşüncesi uyandı tekrar zihinlerde. Hakem konularına çok girmek te istemiyorum artık , çünkü insanlar tepki gösteriyor.
”Bu kadar hakem, federasyon , mhk konuşursanız , futbolcular negatif etkilenir ”, ”Kendi hatalarınızı örtmek için bu mazeretlere sığınıyorsunuz”, ”önce oynadığınız kötü futbola bakın , sonra hakem konuşun”, ”eğer suçlu hakemlerse neden hocanızı kovdunuz, bu çelişki değil mi?” şeklinde eleştiriler geliyor. Halbuki çelişki değil bu, evet bizim özeleştiri yapmamız gereken çok hatamız var ama Fenerbahçe’nin önünün kesildiği de bir gerçek. Herşeye rağmen çekiniyorum artık bu konuları dile getirmeye ama bitmiyor bir türlü. Fenerbahçe’yi yarıştan kopardılar, yine de yetmedi. Hala doğramaya devam ediyorlar.

En sevmediğim laftır ”Hakemi de yeneceksin” . Hiç böyle bir zorunluluğumuz yok. Ama Türkiye’deki düzen bizi buna itiyor. Sen Fenerbahçe isen hep kuvvetli olacaksın. Sahada da saha dışında da kuvvetli olmak zorundasın. Hem kuvvetli hem de kudretli olacaksın. Fenerbahçe’sin sen. Maalesef güçsüz kalma lüksün yok. Eğer kalırsan işte böyle iyice tepene çıkarlar. Sadece hakem mi, rakip takım ve seyircisi de haddini aşar sen güçsüz olursan.

Bakın bugün hatrı sayılır bir Denizli seyircisi vardı Kadiköy’de. Ben ilk kez bu kadar kalabalık gördüm onları Istanbul deplasmanında şaşırtıcı şekilde. Haklarıdır tabii ki buyursunlar gelsinler. Ancak ortada hiç bir gerginlik yokken yaptıkları ana avrat küfürlü tezahüratların nedenini anlayamadım. Sahadaki futbolcuları da tribünde haddini aşan taraftarından farksız değildi. Hadi Mustafa Yumlu’nun tavırları şaşırtıcı değil, Olcay’ın sahadan çıkarken yaptığı edepsizlikleri ve provokasyonları da geçtim. Ama Fenerbahçe altyapısında oynamış Özgür Çek ve Recep Niyaz’ın aşırıya kaçan tepkilerine ne demeli? Açıkçası taraftarından oyuncularına Denizlispor’un bugün yaptıklarını çok yadırgadım. Yöneticiler unutur, futbolcular hatırlamaz ama Fenerbahçe taraftarı fil hafızalıdır. Bugün yaptıklarınızın hesabı elbet bir gün sorulur.
Futbolcular sezonu inşallah kafada bitimemişlerdir ama şurasına eminim Fenerbahçe taraftarı bugünkü edepsizllikleri hafızalardan silmeyeceklerdir.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular