https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KANATLARIN KADARSIN

Okunması Gerekenler

KANATLARIN KADARSIN

Geçen haftaki Kayseri yenilgisi sonrası yazımın başlığı “Şampiyon olacağız” idi. Bunu söylerken isteğimiz, arzumuz, tempomuz ve oyuncu kalitemize güveniyordum. Hala da tüm kalbimle şampiyon olacağımıza inanıyorum ancak bu akşamki futbol ile de işimizin kolay olmadığını kabul etmem lazım.

Peki ne oldu da bu akşam birdenbire bu kadar etkisiz bir oyun sergiledik?
Bunun birden fazla sebebi var.
Öncelikle belli ki iyi konsantre olamamışız bu maça. Bir çok futbolcumuz kafa olarak sahada değil gibiydi.
Açıkçası Avrupa Kupası maçı da oynamıyor olmamıza rağmen böylesine dağınık bir görüntü sergilememizi açıklamakta zorlanıyorum.
Düşünüyorum düşünüyorum aklıma tek bir sebep geliyor, o da geçen haftaki Arda Kardeşler yönetimi sonrası yaşananlar.
Evet bütün hafta tüm camianın isyanı ile geçti. Bunda belki de bizlerin de payı var. Öylesine takıldık kaldık ki hakem rezaletine, ister istemez futbolcular da bunu akıllarından çıkaramadılar. Aynı hakeme bu hafta da maç verilmesi ve federasyonun adeta Fenerbahçe ile restleşmesi belki de ”bizi şampiyon yapmayacaklar” düşüncesine sevketti oyuncularımızı.
Bilemiyorum, bu sadece bir tahmin. Ancak tek bildiğim futbolcu eğer saha dışında olup bitenlere çok fazla kafayı takarsa saha içinde rahat olamıyor. Hatırlayın Ersun Hoca 2013/2014 sezonunda göreve geldiğinde 3 Temmuz sonrası çok yıpranmış bir takım vardı elinde. O yüzden de ilk demeçlerinde ısrarla ”biz sahada kalacağız” diyordu.
Böylelikle takımın 3 Temmuz ve yan etkilerini değil sadece şampiyonluğu düşünmesini sağlamıştı. Bugün ise bana göre takım kafaca başka yerdeydi. Hoca takımı maça net olarak konsantre edememişti.

Ancak elbette bugünkü kötü oyunun bazı teknik sebepleri de vardı. Öncelikle de ”oyun aklı” eksikliği fazlasıyla hissedildi. Peki kim Fenerbahçe’nin oyununu yönlendiren isimler? Önce Emre Belözoğlu sonra da Max Kruse. Bugün ilk kez ikisinden de yoksun bir şekilde sahaya çıktık. Klasik 4-3-3 tertibinde sahaya yayılırken sağ iç ve sol iç, yani 8 numaralı pozisyonlarda Tolga Ciğerci ve Ozan Tufan yeraldı. İkisi de Fenerbahçe için çok değerli oyuncular. İkisi de bu sezon çok katkı sağladılar şu ana kadar ancak koca takımı çekip çevirecek teknik beceriye ve oyun görüşüne sahip değiller. Bu durumda da hücum zenginliğiniz için iki tane açık pozisyonundaki oyuncunuz yani Moses ve Rodriguez en kritik adamlar olarak ortaya çıkıyorlar.

İşte bugünkü etkisizliğimizin bir başka nedeni de bu ikili. Rodriguez 2 hafta önce Konya maçında harikaydı, Moses da o maçta uzun bir sakatlık sonrası iyi bir başlangıç yapıp ciddi katkı vermişti. Kayseri’de ikisi de berbattı ve bugün aynı etkisiz oyuna devam ettiler. Rodriguez başlarda bir iki top ezdi, kalabalığa girdi çıkamadı. Sonra biraz sekti, sakatlandı gibi oldu. Bir kaç kez de istediği topları alamadı, suratını ekşitti, hafiften küstü. Sonra da kayboldu gitti saha içinde. Moses belki biraz daha çok top taşıdı ama o da son paslarda etkili olamadı. Bu ikilinin kötü oyunu Vedat’ın da etkinliğini azalttı. Sakatlanmasına rağmen çok mücadele eden Vedat ta hücumda pek doğru tercihler yapamadı.

Yine 2013/2014’ten örnek vereceğim. O takımın açıkları Kuyt ve Sow’du. Hatta bazen Webo oynadığında o zamanlar kafası yerinde olan Emenike de kanada geçiyordu. Bu 3 isim de 10’ar golden fazla atmışlardı. Bir o kadar da asist yapmışlardır. Hepsi santrafor özellikli , hücumda müthiş zenginlik sağlayan oyunculardı. 4-3-3 sisteminin olmazsa olmazı zaten kanat oyuncularının skora vereceği katkı.Şu anda maalesef Fenerbahçe kadrosunun yumuşak karnı sağ açık ve sol açık mevkilerinden aldığımız skor katkısı gibi gözüküyor. Bu konuda Ersun Hoca’nın muhakkak bir tedbir alması gerekli. Moses ve Rodriguez ile de Volkan Ballı mı olur, Comolli mi olur birinin, her ikisini de karşısına alıp : ”Çocuklar bir sıkıntınız varsa lütfen paylaşın. Hemen çaresine bakalım. Sizler bu takım için çok değerlisiniz. Her maça %100 konsantre olup, herşeyinizi sahaya koymanız gerekiyor” şeklinde bir konuşma yapması gerekiyor. Bu sistemle oynadığımız sürece kanatlarımız kadar etkili olacağız. Son haftalarda bu iyice belli oldu. O yüzden bu problemi en kısa sürede çözmemiz gerekiyor.

Bu kadar olumsuzluk yanında Serdar Aziz’in iyice yerli yerine oturan performansı, alışık olmadığımız şekilde bazı top kayıpları yapmasına rağmen yine orta sahada ayakta kalan Gustavo’nun direnci ve Dirar’ın tam zamanında geri dönüşü gecenin olumlu yönleriydi. Tabii esas olumlu olan ise aynı akşam hem Şükrü Saraçoğlu’nu hem de Ülker Arena’yı doldurmayı başaran Fenerbahçe taraftarının katkısıydı. Daha önce de bunu yapmayı başaran Fenerbahçe taraftarı dünya üzerinde çok az kulübe nasip olacak bu performansı yine sergiledi. O yüzden de koskocaman bir alkışı haketti.

Ancak 2. penaltı öncesi ısrarla kararı protesto eden ve belki de hakemin VAR’a gitmesini sağlayan başta Fenerium tribününde yeralan taraftarlar 2 kat fazla alkışı haketti. Evet bu akşam Fenerbahçe sezonun en kötü oyununu oynayarak 3 puan elde etti. Taraftarı ise bu sezon ilk kez alınan galibiyete maç sonunda biraz oyundan kopsalar da bu kadar çok katkı verdi.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular