https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ERIC THE KING, CANTONA

Okunması Gerekenler

gorSorunlu futbolcu deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Fransız eski futbolcunun asabi tarafı göçmen ve direnişçi köklerinden mi geliyor bilinmez, ancak futbol tarihinin en ilginç karakterlerinden biri olduğu bir gerçek.

Amatör kariyerine kalecilikle başlayıp daha sonra oyunu kontrol etme arzusu ve içgüdüsüyle ortasahanın ilerisinde kendine yer bulan Cantona’nın kariyeri, kazandığı kupalar, oynadığı büyük klüpler, attığı gollerle değil, daima yaptığı disiplin ihlalleri ve saldırganlıkla anılıyor.

ERIC11983’te Auxerre’de başlayan futbolculuk kariyerinden 4 yıl sonra 1987’de kötü şöhreti de takım arkadaşı Bruno Martini’nin suratını yumruklamasıyla başlıyor. Bir yıl sonra maçtaki rakibine çok sert ve tehlikeli bir müdahale sonrası 3 ay ceza alıyor, ama takımı Auxerre’in Cantona’yı milli takıma göndermeme tehdidiyle bu ceza 2 aya düşüyor. 1988’de U21 Milli Takımı ile kupayı Fransa alırken, turnuvadaki performansı sayesinde o zamanın rekor transfer ücreti 22milyon Fransız Frankı’na Marsilya’ya transfer oluyor.

ERIC CANTONA101988’de televizyonda kendisini milli takıma almayan teknik director Henri Michel’e “b*k çuvalı” diyerek hakaret ettiği için milli maçlardan önce ömür boyu uzaklaştırılan futbolcu Henri Michel’in kovulması ve Michel Platini’nin başa geçmesiyle bir yıl sonra affediliyor. 1989’da bir dostluk karşılaşmasında oyuncu değişikliğiyle saha kenarına alınınca topu tribünlere vurup üzerini parçaladıktan sonra klübünden de 1 ay ceza alıyor. Önce Bordeaux, oradan Montpellier’ye gidiyor. Montpellier’de takım arkadaşıyla kavga edip ayakkabılarını suratına fırlatınca takımdakilerin yarısı onun gönderilmesini istiyorlar. Önemli bazı futbolcuların desteğiyle takımda kalıyor ve Montpellier ile Fransız Kupası’nı kaldırıyor. Bu performansıyla Marsilya’ya geri dönüyor ama sorunlar bitmiyor. Anlaştığı hocası Franz Beckenbauer takımdan gönderilince yeni gelen teknik direktörle de sorunlar yaşıyor ve takım şampiyon olmasına rağmen Nimes’e gönderiliyor.

ERIC CANTONA1991’de kararını beğenmediği için topu hakeme fırlatınca PFDK tarafından 1 ay cezalandırılıyor. Kararı duyunca Eric Cantona her bir üyenin yanına tek tek giderek onlara aptal olduklarını söylüyor ve cezası da 2 aya çıkıyor.

Artık kariyerini İngiltere’de sürdürmesinin da iyi olacağı tavsiyelerine uyuyor ve Leeds United’a transfer oluyor. Burada hem lig kupası hem de Charity Shield kazanıyor ve artık efsaneleşeceği Manchester United’a transfer oluyor. 1991’de Marsilya’yla Fransa ligini, 1992’de Leeds United’la İngiltere ligini şampiyon bitiren Cantona 1993’te de Man.U. ile yine İngiltere şampiyonu olurken İngiltere’de ardı ardına iki farklı klüple şampiyon olan ilk futbolcu ünvanını alıyor. 1967’den beri ilk şampiyonluğunu yaşayan Man.U. için de Cantona’nın tabii ayrı bir yeri oluyor. Tabii bunlar olurken bela da uzakta değil. 1992 Aralık’ında Leeds United maçında bir taraftara tükürüyor ve ceza alıyor. 93-94 sezonunda ardı ardına iki kırmızı kart görünce 5 maçlık cezaya çarptırılırken yükselen tehlikenin kimse farkında değil, çünkü Cantona’yla Man.U. yine şampiyon.

ERIC2Dananın kuyruğu 1994-95 sezonunda kopuyor. 1995 Ocak ayında Crystal Palace maçında rakibine tekme attığı için kırmızı kartla oyun dışına çıkarken yukarı sıralardan aşağıya koşup kendisine küfreden seyirciye önce havada uçarak tekmeyle dalıyor, sonra da bir kaç yumruk atıyor. Federasyon Man.U.’dan oyuncuyu 4 ay cezalandırmasını istiyor ve klüp de kabul ediyor. Ancak bunu yeterli görmeyen federasyon cezayı 8 aya çıkarıyor. Bununla birlikte taraftara saldırdığı için Cantona’ya dava açılıyor. Hakim kendisine yapılan ırkçı söylem ve küfür nedeniyle Cantona’nın kendisini tutmasının zor olduğunu kabul etse de iki haftalık hapis cezasını yapıştırıyor. Bir üst mahkeme kararın iptalini reddediyor, iki üst mahkeme ise kararı iptal ediyor. Bizdeki gibi aylar, yıllar süren tutuklulukları bilmediğinden olsa gerek, arada geçen süre 3-4 saat gibi kısa olsa da bu süre zarfında tutuklu kalmak Cantona’yı derinden etkiliyor. Neticede 120 saat toplum hizmeti cezasına çarptırılan Cantona olayın ardından düzenlenen basın toplantısında ne dediği uzun süre tartışılan bir de aforizma yumurtluyor: “Martılar balıkçı teknesini sardalya atılacak diye takip ederler.” Bunun altında derin anlamlar aransa da zaman içinde aslında basitçe basın mensuplarına kendisinden nemalanan asalaklar olduklarını söylediği konusunda bir görüş birliği oluşuyor.

O sezon şampiyonluğu veren Man.U. Canona’nın dönüşüyle 95-96 şampiyonluğunu tekrar alıyor ve ünvanını 96-97’de de koruyor. Cezasından sonra takımda kaptanlığa da yükselen Cantona sadece 30 yaşındayken futbolu bırakma kararı alıyor.

Glazer ailesinin Man.U.’ı satın almasına karşı olduğu için klüple bağlarını koparan Cantona çeşitli sinema ve reklam filmlerinde oyunculuk ve yönetmenlik yapıyor. Finans kuruluşlarına karşı kampanyalardan İsrail’de tutuklu bulunan Filistinli futbolcunun salıverilmesi için destek vermeye kadar çeşitli konularda politik görüşleriyle de gündemde kalan Cantona bir süre plaj futbolunda vakit geçirse de futbola gerçek dönüşü New York Cosmos takımının sportif direktörü olmasıyla 2011’de gerçekleşiyor.

ERIC3Formasının kalkık yakaları, gol attıktan sonra sahadaki herkesi küçümseyen kibirli bakışlarıyla kendi tarzını vurgulayan ve artık 50sine merdiven dayamış eski futbolcunun dalgalanıp durulduğunu sanmayın; son olarak geçen ay Londra’da bir kavgaya karışıp basit saldırı suçuyla tutuklandı. Ne demişler, can çıksa da huy çıkmıyor.

gorkem.sarac@abcspor.com

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular