KOLAY MAÇ YOK, ZORLAŞTIRILMIŞ MAÇ ÇOK

Akşam saat 18’de Sabiha Gökçen’e inince tabii maçı statta izlemek hayal oldu. Saat tam 20:00’de koltuğuma kurulup bir de 11. Dakikada penaltı kazanınca keyfime diyecek yoktu ama Cenk’in olmadığını ve Quaresma’nın atacağını düşününce içimde bir ürperti hissettim. Nitekim Q7 ne kadar gol özürlü bir futbolcu olduğunu son derece kötü bir vuruşla bir kez daha kanıtladı. Zaten gol atamamasına alıştığımız Quaresma maçı baştan koparacak penaltıyı da kaçırınca morallenen Akhisar’a karşı ne kadar baskılı da oynasa kah şanssızlık, kah beceriksizlikten Beşiktaş bir türlü aradığı golü bulamadı. Golü bulamadıkça gerilimi arttı ve gerilim yönetiminde tarihsel olarak başarılı olamayan Beşiktaş çok önemli 2 puanı bıraktı. %75’e %25 topa sahip olma oranı ve 22’ye karşı 6 şutla maçı kazanamıyorsak ileri uçta bir sorun olduğu aşikar. Aboubakar’ın boşluğunu dolduramadık ve sezon başladığından beri hiçbir maçta 3’ten fazla gol atamadık. Bu akşam Negredo son vuruşlarda yaşadığımız sıkıntı adına bir şeyler yapmalıydı ama yine olmadı, olamadı…

Şampiyonluğa oynayan bir takıma yakışmayacak şekilde penaltıyı kaçırdıktan sonra 86 dakika boyunca gol atamıyorsak ve hakem de genellikle takdir haklarını Beşiktaş’tan yana kullandıysa iğneyi önce kendimize batırmalıyız. Lens’in vurdumduymaz hallerine hoca nasıl sabrediyor ben anlamadım. Herhalde Fenerbahçeliler Lens’i izlerken büyük keyif alıyordur. Şenol Güneş’in rahle-i tedrisatından geçip de futbolu geri giden nadir oyunculardan bir tanesi olarak Beşiktaş macerasına son verecek bu gidişle. Cenk ve Babel’in sonradan oyuna girmeleri ise belli bir süre ciddi bir hareketlilik getirdi ama Akhisar’ın konsantrasyonu son derece yüksek savunması kesinlikle geçit vermedi. Buldukları nadir net pozisyonlarda ise bu sezon Kasımpaşa maçı dışında mükemmel oynayan Fabri gole izin vermedi. Bu performansıyla İspanya milli takımına yükselmeyi hak ettiğini düşünüyorum. Oğuzhan içinse söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum çünkü bir süredir adeta bir serbest düşüş halinde savrulup gidiyor. Hakkında çıkan transfer söylentileri mi onu etkiliyor yoksa hocayla mı arasında bir sorun var, veya Tolgay’ın yükselen formu moralini mi bozdu bilmiyorum ama Oğuzhan şu haliyle ilk 11’de oynayacak durumda değil.

Asıl üzücü olan nokta ise Beşiktaş sahip olduğu kadro derinliğine rağmen rotasyona gittiğinde bir türlü arzuladığı verimi alamıyor. Dolayısıyla da Şampiyonlar Ligi’yle beraber götürdüğü sezonda hoca her maça ideal kadrosuyla çıkmak zorunda kalacak gibi görünüyor çünkü şans verilen futbolcular bunu iyi değerlendiremiyor. Klişe bir ifade olan ‘Kolay maç yok’ bizim lig için fazlasıyla geçerli. Genellikle korakor bir mücadele ve müthiş bir sinir harbine sahne olan maçlarda sonuca ne kadar erken gidebilirsen o kadar rahat ediyorsun. Oysa bu yıl ben evden izlediğim hiçbir maçta yazımı maç esnasında yazamadım çünkü Beşiktaş önceki iki yılın aksine ligdeki maçları zora sokmak için sanki elinden geleni yapıyor. Bu akşam futbol şansı da yanımızda değildi belki ama onun da üstesinden gelecek çözümler mutlaka olmalı çünkü Beşiktaş zaten puanı kaybına tahammül sınırı eşiğini birkaç hafta önce geçmişti.

Eğer kazansaydık yarınki Başakşehir-Galatasaray maçında çıkacak her sonuç bizim için iyi olacaktı. Yine bu köprünün altında çok sular akmaya devam edecek ama sanki o su bizi sessizce sürüklüyor ve hedeften uzaklaştırıyor. Her şeye rağmen benim kişisel önceliğim Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmak ve gidebildiğimiz kadar ileri gidebilmek ama ülke puanına diğer takımlar katkı yapmadığı ve Şampiyonlar Ligi’ne tek takımla gitmeye devam ettiğimiz sürece ligi zirvede bitirmek dışında bir çözüm yok. Cuma lanetini bir kez daha yenemeyen Beşiktaş için şimdi tek hedef Porto. Beraberliğin bile bizi grup lideri yapacağı bu maçta hata yapmadan harika götürdüğümüz Şampiyonlar Ligi’nin grup aşamasını güzel bir finalle yapmamız şu ana kadar verilen emeklerin de karşılığı olur. Daha önce aldığımız iki yenilginin üzerine nasıl Şampiyonlar Ligi’nde galip gelerek üzerlerine sünger çektiysek Salı günü de aynısını yapacağımıza inanıyorum.

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: saturnocontro3