KÖR DÖVÜŞÜ

Bordo mavi kravatla Fenerbahçe kulübünü ziyaret edersen ayarı yersin, ağzına sağlık Ali Koç.

İmamoğlu’nu sandıkla tehdit ediyorsan 2 Damat, 4 bakan, 8-10 milletvekilinin seyrettiği şampiyonluk maçını geçtim, verilen komik cezalar sonrası sandığı işaret edecek cesaretin yoksa da bu laflara hiç girmeyeceksin, boş yapmayacaksın Ali Koç.

Önce hafta içi yaşananlarla ilgili iki kelam edelim ondan sonra maça geçelim.

Derbi maçları önemlidir elbette, prestij maçıdır ama bazıları daha önemlidir, bazıları da o kadar önemli değildir..
Fenerbahçe açısından ikincilik anlamında extra bir önemi vardı ama Beşiktaş seyircisinin bu maça neden bu kadar anlam yüklediğini, neden bu kadar bilendiklerini anlayamadım, başlama düdüğü ile birlikte sahaya yabancı madde yağdırdılar.

Maç inanılmaz başladı aslında, 5 dakikada bir gol ve kaçan bir penaltı, inanılmaz bir maç olacak dedik ama ilerleyen dakikalarda dağ fare doğurdu futbol seyri açısından.

İki takımın da eksiği çoktu ama Fenerbahçe’nin daha çoktu, beklenen oyununu o yüzden ortaya koyamadı demek yanlış olmaz.

Orta sahadaki kıran kıran mücadelede Fenerbahçe orta sahası biraz yumuşak kaldı, biraz da ağır kaldı..

Son haftalardaki seri galibiyetlerin şifresi öne oynama, sade ve basit oynamaktı, bugün ilk yarıda Fenerbahçe bunu yapamadı, topu yere indiremedi ve topu çok tuttular ayakta, o top ayakta kaldı mı biri gelip faul yapıyor.

Fenerbahçe bunu bir kere yaptı ilk yarıda, onda da Serdar Dursun bencillik yapıp topu kaleye vurdu. Bu pozisyon bence maçın kırılma anı olabilirdi, 2-0’la maç başka bir yere gelirdi..

Sert oyun bazı oyuncuların sinirlerini zorluyor, İrfancan’ın ilk yarıda etkisiz kalmasının sebebi bu oldu..

Geri dörtlüde Novak iki kere penaltıya sebep oldu, ikinci penaltı bence tartışmaya açıktı. Geri dörtlü topu çıkarmakta da zorluk çekti ilk yarıda ama asıl sıkıntı orta sahadan çabuk çıkamamaktı..

İkinci 45 dakikaya Beşiktaş çok etkili başladı, ilk 15 dakikada oyunu forse ettiler, iki de çok önemli pozisyon yakaladılar, maç Beşiktaş’a dönmüş gibiydi ama 60’dan sonra hızları kesildi, yorgunluk bunda baş nedendi.. Fenerbahçe bir şekilde orta sahada dengeyi sağladı ve kör dövüşü futbol geri döndü, pozisyon da olmadı, 1-1 maç sona erdi..

Şimdi Fenerbahçe’nin eksiği çoktu, ikinci 45 dakikada Gustavo stoperlerin yanına iyice sokuldu, Fenerbahçe’nin orta sahasına ofansif hiç bir katkı sağlayamadı, İrfancan’ın maçı olmadığı çok belliydi, Serdar Dursun bariz ağır kalıyordu ama İsmail Kartal’dan beklediğimiz hamleler Valerian Ismael’den geldi. İsmail Kartal’ın bir B planının olmadığını görmüş olduk, skora da razıymış zaten.

Santrfor çıkar, santrfor al, sağ açık çıkar, sağ bek al, bu hocalık değil..

Her zaman söylüyorum, dalgasız denizde herkes kaptan, Fenerbahçe önümüzdeki sezona İsmail Kartal’la devam ederse ligde asla perişan olmaz, ilk 3’ü garantidir, ceptedir ama şampiyon olamaz.

Ali Koç böyle genç ve yetenekli bir kadroya hasbelkader sahipken lig şampiyonluğu hesabı yapıyorsa yanlış ata oynuyor, zaten de hedef bu olmamalı. Önümüzdeki sezon ben şampiyonluk beklemiyorum, bu kadro 5 sene içinde Avrupa’da kupa kaldırır bir kaç level atlatacak takviye ile. Bir kaç dediysem iki tane yeter başlangıç için, Frankfurt’tan ne eksiği var bu takımın?

Ali Koç, bir kere de şaşırt. Büyük düşün, para hesabı yapan, maaş hesabı yapan taraftarları ciddiye alma. Hocaya verilecek parayla futbolcu al diyenler Suarez’in İsmail Kartal’la yanyana olmayacağını da, gelmeyeceğini de hesap edemiyorlar, Kim Min Jae, Rossi, Crespo gibi adamların yerine yeni Deniz Türüç’ler, Novak’lar geleceğini ön göremiyorlar, Efecan Karaca gelir, en iyi ihtimalle Rogon’dan topçu gelir.

Büyük düşün başkan, büyük düşün. Şuraya adam gibi bir hoca getirmedin dedirtme..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907