Maç sabahı erkenden uyanıp yıkanmış, ütülenmiş formamı giydim, parfümümü sıktım. Nasıl özen göstermeyeyim en son Eskişehir maçında buluşmuştum sevgilimle, uzun zaman sonra ilk defa bir araya gelecektik…İşe forma ile gittim. Herşey planlandığı gibiydi… Ben bordo, klinikte benimle çalışan diğer hekim mavi önlüklerimizi giymiştik. Kliniğin dışına ise büyük bordo mavi damalı bayrak çoktan asılmıştı. Şimdi sadece geriye saat 8’i beklemek ve ligin en iyisi ile ligin en kötülerinden birinin maçına gitmek kalmıştı. Gelen kedi köpek sahipleri de klinikteki bu heyecana ortak olmuştu. Trabzonsporlu olsun olmasın herkes bol şans diliyordu.Biz ise bugün sadece Galatasaray’ın şans ihtiyacı oludğunu söylüyorduk. Söylüyorduk ama istememiştik şanslı olmalarını, en azından bu kadar ballı olmalarını…
3-0, 4-0 olacak mac, nasıl da dönmüş 1-0 olmuştu anlam veremiyorum???
10 maç yapılsın 9’unu Trabzon diğeri de beraberlikle sonuçlanır derken nasıl da yenilmiştik???
6 pasın içinde patates çuvalı koysan gol olacak pozisyon nasıl da üst direkte patlamış, İbrahimovic’e ince ara pasları atan adamın nasıl da ayakları bağlanmıştı???
Maç öncesi Avni Aker’de bayram havası vardı. E kolay değil son şampiyonluktan bu yana koca 5 yıl geçmişti. Artık taraftar tekrar üst sıralara oynayan bir ”FIRTINA” izlemek istiyordu ve bu sene herkes inanmıştı. Hatta uzun zaman üzerine Passoligler para ile dolmuş herkes bilsayar başında maça 2 gün kala biletleri tüketmişti. Ben de herkes gibi çıkar çıkmaz biletimi almış Maraton tribünümdeki yerimi ayırtmıştım. Velhasıl kelam saat 7:30’u gösterirken turnikeyi geçtim, yerime, dostlarımın yanına geçtim. Önde Rize’den gelen, memleket takımı tutan renkdaşlar tulum eşliğinde horon oynarken arkada yer kargaşası vardı. Oydu, buydu derken siyah giyenlerle, mavi giyen yiğitler sahaya indi. Bir de sarı giyenler vardı ki onlara apayrı bir paragraf açacağım.
Maça ”FIRTINA” gerçekten fırtına gibi başladı. İlk 15 dk. herkes keyife geldi stadda ama birşey eksikti. Galibiyete sanki taraftar daha çok inanmıştı. Zaten mahşerin sarı giyen 6 düdüklüsü de ince ince doğrama işlemlerine girmişti. Sarıları da siyahları da yenecekti bu akşam kesindi,tartışılmazdı… Kaçan pozisyonlara ”La neyse bi dahaki nasılsa gol…” diyorduk… Marin,Ndoye kaçırdıyordu, biz yine neyse diyorduk. Sonra Ndoye’ye kızıyorduk basitçe kendini yere attığı için… Bize yakışmayan işlerdi bunlar… Biz haksız penaltıyı ”Dışarı At” diye tezahürat edenlerdik…İlk yarı herkes ümitliydi, planlarda bir sıkıntı yoktu. Maç öncesi ”Sat evi, vur Trabzona”cıların keyfi yerindeydi. Öyle ya ilk yarı bir pozisyon vermiştin o da pozisyon olsa…
Sonra lanet kaleye karşı ataklar başladı… O kale ki 96 sezonunda Vanspor’un koruduğu kaleydi.O kale ki Tolunay’ın Hami’nin direklerini dövdüğü kale idi. O kale ki yine 96 sezonunda Fenerbahçe’li Rüştü’nün devleştiği kale idi. E onlardan geri kalır mıydı Erkan Zengin? Ayakları bağlandı 6 pasın içerisinden direğe vurdu topu… Herkes şok olmuş stad buz kesmişti. Gözlerim doldu, boşalamadı.İnanmak istemiyorduk ama oldu. Sadece bizim değil O’nun da dünyası yıkılmıştı. Bu durumda sadece bize desteklemek düşerdi. Özür diledi tribünlerden kabul ettik…
Sonra Marin takıldı direğe işler bir garip hal almaya başlamıştı. Ben 32 yaşındayım ve 26 senedir Trabzon maçlarına giderim. İlk maçıma babamın omzunda gittim. Ve eğer futboldan anlıyorsam ve bizimkileri tanıyorsam bu maçın sonu iyi değildi. Ve tabii ki dediğim çıktı.
Bizim ”KABAK” gibi penaltıyı vermeyen baş düdükçü olmayan faulü faul çalıp olmayan poziyonu yaratıp görevini yerine getirmişti. Ben bu adamın iyi hakem olduğu söylediğimde yakın arkadaşım olan bir hakem arkadaşım, çok kötü bir hakem olduğunu sadece UEFA’nın hakem standartını yerine getirdiğini yani olması gereken zamanda olması gereken yerde olduğu için ve çok ciddi bir BABA lobisi olduğu için önemli maçlarda görev aldığını söyledi. Gerçekten de öyleymiş….Yıkıldık, özüldük 3 lük maçı nasıl kaybettik bilemedik, kendimizi kaybettik. Maçtan çıkmış motorsikletime doğru giderken stadın arka sokağında oturan teyzenin diğer teyzeye dediği gibi…
”GIZ SEN BUGÜNE KADAR BİZİM UŞAKLARIN İSTANBULLİLERİ YENEBİLDUĞUNİ GÖRDUN Mİ?”
LİGİNİZ DE FEDERASYONUNUZ DA BATSIN…
mail : [email protected]
twitter : @theahmetzeki
