https://www.abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BUGÜN DÜNYANIN EN POPÜLER RAKETİ OLAN BU BEBEK KİM ???

Okunması Gerekenler

S.O.S.

S.O.S. Krugman’ın Pop Internationalism adlı kitabında bahsettiği gibi toplumların ekonomik kaderini şirketlerin değil ülkelerin rekabeti belirler. Ülkeler aslında kurumsal rekabeti...

YIKILMADIK AYAKTAYIZ

Büyük fırsattı tabii dün Galatasaray'ın Hatay'a kaybetmesi. Bir galibiyetle bugün tekrar 2 puan farkla öne fırlayacaktık. Olmadı. Çocuklar çok...

LİDERLİĞE BURUK BİR MERHABA

Ateistin ateistliği uçak türbülansa girene kadar, Feministin feministliği kocayı bulana kadar, İsmail Kartal'ın serisi de 2 sakat verene kadarmış. Neden...

murat sacanSporcu yetiştirme fabrikası Rusya’nın bir başka özelliği daha var, en az kaliteli sporcu çıkartmak kadar başarılı oldukları bir konu; güzellik!

Havasından mıdır suyundan mı bilinmez ama bilinen gerçek; bu ülke topraklarından çıkmış, yüksek atlamacı Darya Klishina olsun, jimnastikçi Alina Kabayeva olsun, senkronize yüzmenin muhteşem ikilisi Anastasia Ermakova & Anastasia Davydova olsun, bilardocu Anastasia Luppova olsun ve tek tek hepsini yazsak bu sayfaların yetmeyeceği birçok spor dalında saha içindeki başarıları kadar, hatta magazinsel anlamda çok daha popüler 10’larca isim var..

Bugünkü konumuz da tenis dünyasının en popüler, en çok kazanan raketi MARIA SHARAPOVA, ya da bilinen ismiyle MASHA..
Ama bugüne dek 1000’lerce kez gördüğünüz resimlerle size sıkmak gibi bir niyetimiz yok.. Zaten bu sporun yanından 3 kuruş da olsa geçen herkes bu ismi ve neye benzediğini ezbere biliyordur!

Bugünkü konumuz görmediklerinizden, yani Masha’nın çocukluk fotoğraflarından.. Kısaca Masha olmadan önceki, daha topluma malolmamış yaşlarından, sadece Amerika’ya hayallerinin peşinde göç etmiş küçük bir Rus kızı, Maria olduğu zamanlardan..
19 Nisan 1987 Nygan/Siberya/Rusya doğumlu raket, 8 yaşında Nick Bollettieri Tenis Akademisi’nde oynamak için Amerikaya göç etmişti..
Belki o zamanlar ülkesinden, sevdiklerinden ayrı kalmak onun için üzücü bir karardı ama bugün bulunduğu yere bakarsak, herhalde bu değişikliğin onu üzdüğünü kimse düşünmüyordur!

3 Temmuz 2004’te Serena Williams’i 6-1 ve 6-4’lük setlerle 2-0 yenerek Wimbledon’ı kazanan en genç ikinci tenisçi oldu. 2006 yılında ise Justine Henin’i 6-4’lük 2 setle geçerek kariyerinin ikinci Grand Slamı olan Amerika Açık’ı kazandı.
Daha 20 yaşına gelmeden tenis dünyasının zirvesine yerleşmişti bile..
O zamanları anlatırken, seneler önceki bir röportajında ”herkes küçükken bir hayal kurar, ben de iyi bir tenisçi olmayı düşlerdim ama bu kadarını ben bile beklemiyordum” demişti..

Masha’nın kariyerinde 4 Grand Slam’de de şampiyonluğu var ve senelik geliri 30 Milyon USD.. Bu arada hatırlatmazsak olmaz.. Sporculuktaki başarısı ve güzelliği kadar nam salmış bir başka özelliği de, maçlarda attığı çığlıklar..100 desibeli aşan bu seksi gürültü, ayni sarı saçları gibi onunla bütünlenmiş bir özelliği..
Güzelliği ile dünyayı peşinden koşturan, sadece kortlarda değil, magazinsel anlamda da oldukça popüler, dünyanın ratingi en yüksek kadın raketin olan sarışın afetin birkaç çocukluk fotoğrafına götürdük sizleri..
Beğendiyseniz ne mutlu bize…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

[email protected]

Son Haberler

S.O.S.

S.O.S. Krugman’ın Pop Internationalism adlı kitabında bahsettiği gibi toplumların ekonomik kaderini şirketlerin değil ülkelerin rekabeti belirler. Ülkeler aslında kurumsal rekabeti...

YIKILMADIK AYAKTAYIZ

Büyük fırsattı tabii dün Galatasaray'ın Hatay'a kaybetmesi. Bir galibiyetle bugün tekrar 2 puan farkla öne fırlayacaktık. Olmadı. Çocuklar çok istedi, çok ta iyi mücadele...

LİDERLİĞE BURUK BİR MERHABA

Ateistin ateistliği uçak türbülansa girene kadar, Feministin feministliği kocayı bulana kadar, İsmail Kartal'ın serisi de 2 sakat verene kadarmış. Neden diyorum, sezon başından bu yana...

KALDIR KAFANI

Maç bitimiyle beraber sezonun ilk puan kaybı tescillendi, hem de ağır ve can yakan bir mağlubiyet ile. Elbette hepimizde hayal kırıklığı vardı. Ancak tribünler...

FENERBAHÇE SAKATA GELDİ

Hakem alkışlanamaz der Alex Ferguson, doğrudur, gayet tabii alkışlanamaz hatta ne münasebet ama burası Türkiye, burası Ortadoğu, bir pozisyonda doğru karar verdiğim için maç...

Benzer Konular