https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

NAZAR DEĞMESİN

Okunması Gerekenler

NAZAR DEĞMESİN

Beşiktaş’ın unutulmaz bir şampiyonlukla taçlandırdığı geçtiğimiz sezonun ardından kısa bir süre zorunlu ara verdikten sonra, yeni sezonun 4.haftasıyla birlikte yeniden Beşiktaş maçlarının analizleriyle sizlerle beraber olacağım için mutluyum. Hele ki Beşiktaş’ın bu kadar iddialı bir kadro kurduğu, çok şeyler vadettiği bir sezonda 🙂

Sezon için kısa bir girizgah yapmak gerekirse, ligin ilk 3 haftası tüm takımlar için lige ısınma süreciydi diyebiliriz. Milli maç arasına kadar olan bu süreçte yerinde sayan takımlar olduğu gibi; minimum kayıpla ve her geçen gün üzerine koyarak gelişen takımlar da vardı. Beşiktaş ise zaten geçen sezonun tartışmasız en iyi takımı olduğu için doğal olarak ikinci gruptaydı. İç sahada ezici oyun üstünlüğü ile kazandığı iki maç ve deplasmanda pek istediği gibi geçmese de golsüz eşitlikle 1 puanı aldığı bir maç sonucunda 7 puandaydı. Bu sonuçlar alınırken Beşiktaş açısından ligin kaderini etkileyecek esas konu ise elbette transfer dönemiydi. Siyah Beyazlı kulüpte yönetim belki de hiçbir dönem görülmedik derecede iyi bir transfer operasyonu yürüterek Sergen hocanın istekleri doğrultusunda hemen hemen tüm eksikleri giderdi. Forvetteki açık Premier Lig seviyesindeki bir golcü olan Batshuayi, ofansif orta sahada bir türlü netleşmeyen 8 numara bölgesi son günde bu mevkiide dünyanın en iyilerinden olan Pjanic ile dolduruldu. Talisca’dan beri benzerini görmediğimiz forvet arkası/ikinci forvet bölgesine ise yine bu alanda son 10 yılda istatistikleriyle dünyada en ses getiren isimlerinden olan Alex Texeira alındı. Bunların dışında 8+3 kuralına istinaden ihtiyaç duyulabilecek Mert Günok, Mehmet Topal, Kenan Karaman, Umut Meraş gibi milli oyuncularla kadro derinliği arttırıldı. Montero’nun takımdan ayrıldı derken geri dönüşü ise geleceğe dönük akıllıca bir hamle oldu. En büyük transferler ise elbette geçen sezonun kahramanları Ghezzal ve Rosier’in takımda tutulmasıydı.

Milli maç arasının ardından Atiba ve Larin’in ülkelerinden geç dönmeleri nedeniyle kadroda olmadığı maçta Sergen Yalçın taraftarının önünde tüm hücum kozlarını kullanarak çıktı rakibi Malatyaspor’un karşısına. Josef’in önünde Pjanic ve Alex, solda N’Koudou, sağda Ghezzal ve ileri uçta Batshuayi kağıt üzerinde gerçekten korkutucu bir hücum hattıydı. Bu sadece kağıt üzerinde kalmadı, Beşiktaş sahada da adeta Kartallar gibi saldırarak başladı oyuna ve ilk 10 dakikaya 2 gol sığdırarak dosta güven, düşmana korku saldı!
Henüz 7. dakikada her hareketiyle bu lige çok fazla olduğunu belli eden Miralem Pjanic kendisine atılan bir pası hiç bekletmeden ceza sahasına doğru aktardı, biz daha Pjanic’in kafasındakini anlayamadan Batshuayi kaleciye karşı karşıya kalmıştı bile! Belçikalı forvet de kendisine yakışır bir ustalıkla tek vuruş ile topu ağlara gönderdi. Durmadı Beşiktaş’ın yıldızları, santrayla birlikte ikinci gol için yüklendiler ve soldan gelişen bir akında Alex’in şutu N’Koudou’nun önüne düştü ve o da affetmedi.

Beşiktaş’ın üçüncü bölgede yaptığı yıldırıcı pres ve kaptırdığı topları saniyeler içinde geri kazanma politikası, oyunun tümüyle Beşiktaş’ın hükmünde geçmesini sağladı. Sergen hocanın da her iç saha maçında gerçekleştirmek istediği amacının bu olduğunu düşünüyorum. Bugün henüz mükemmel uyumu yakalama sürecinin başında olan takımının gösterdiği performans, sezon içerisinde Beşiktaş’ın özellikle evinde kolay kolay puan vermeyeceğinin işaretiydi.

Geçen sezon atak kurulumlarında tüm yükün bindiği Ghezzal bugün öylesine rahattı ki, gölgede kaldı bile denilebilir! Özellikle ilk yarıda Ghezzal ve Rosier gibi çok iyi anlaşan iki oyuncusunun kanadını çok az kullandı Beşiktaş, daha ziyade Pjanic’in yönlendirmeleriyle N’Koudou ve Rıdvan etkili oldular. Henüz ilk yarıda Vida ve Texeira, ikinci yarıda da N’Koudou sakatlanıp oyunu bırakmak zorunda kalmalarına karşın Beşiktaşlı oyuncular oyunun hakimiyetini rakiplerine hiç bırakmadılar. İkinci yarının başlarında, maçın tamamında çok istekli bir görüntü çizen Batshuayi’nin kaleciye yaptığı pres ve takipçiliği, şansıyla birleşti ve kendisine çarpan topla fark 3’e çıktı. Bu gol Beşiktaş adına maçın koptuğu an oldu, sonrasında hafta içi oynanacak Şampiyonlar Ligi maçı düşünülerek kalan 40 dakikayı değişikliklerle beraber aktif dinlenme ile geçirdi Siyah-Beyazlılar. Ve 4. haftayı da gol yemeden geçirerek “şimdilik maç fazlasıyla” liderlik koltuğuna oturdular.

3 yerli oyuncuyu tamamlamak için stoperde oynatılan Necip çok iyi oynadı, hatta bana kalırsa orta sahada bolluk varken lig maçlarında bu mevkiide daha çok kullanılıp, iyice stopere evrilebilir. Bir diğer Beşiktaş altyapısı ürünü Rıdvan da sahanın en iyilerinden biriydi, kaledeki Ersin ile beraber biz tribündeki taraftarlara gurur verdiler. Josef her zaman olduğu gibi geldiğine şükrettiren oyunlarından birini daha oynadı. N’Koudou genel olarak beğenmesem ve yerinde Larin’i görmek istesem de bugün galibiyette önemli pay sahibiydi.
Takımda kötü oynayan oyuncu yoktu desek hiç de abartmış olmayız. Benim gibi batıl inançları olmayan birinin bile “nazar değmesin” dışında söyleyecek bir şey bulması zordu doğrusu! 🙂

Beşiktaş’ın önünde bir B.Dortmund maçı var. Nasıl bir sonuç çıkar bilemem ama, hiçbir şekilde rakibine boyun eğmeyeceğine, korakor bir mücadele ile başabaş bir oyun oynayacaklarına eminim. İnanıyorum ki, son yıllarda bu arenadan yüz kızartıcı sonuçlar almadan dönebilen tek takım olarak bu sene de yine başı dik bir şekilde dönecektir Beşiktaş’ımız…

mail: olcay.nurlu@abcspor.com

twitter: @olcynrlu

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular