Uzun bir aradan sonra Trabzon maçı değerlendirmelerimle dönmek çok güzel oldu. Özlemişim abcspor sayfalarını.
Galatasaray gol averajı ile kaçan şampiyonluktan sonra, yönetim değişikliği, bu arada hoca değişir mi kalır mı soruları varken, sezonu da en erken açan takım olması ve yeni ve genç ağırlıklı bir oyuncu yapılanmasıyla yeni sezona giriş yaptı. İlk üç maçından ise Kasımpaşa kazası hariç kayıpsız çıktı.
Trabzon maçına gelirsek;
Rakip çok ses getirecek transferlerle, ünlü isimleri kadrosuna katarak sezona giriş yaptı ve ilk üç maçından kayıpsız ayrıldı. Maça da baskılı başladı Trabzon. Galatasaray oyunu kendi sahasında kabul eder gibi göründü fakat hızlı orta saha oyuncularıyla Trabzon kalesine gelmeye çalıştı. Özellikle 2000’lerin Galatasaray’ı gibi sürekli önde presle rakiplerini hataya zorladılar. Nitekim o preslerden birinde Edgar’ın geri pasına Emre koşarak skoru değiştiren golü attı. Sonrasında Galatasaray oyuna daha çok ortak olmaya başladı. Sıkı pres yaptığı zaman sonuç aldığını gören sarı-kırmızılılar presi devam ettirerek pozisyonlar bulmaya devam etti fakat sonuç yoktu. 33’te Halil’in başlattığı atakta Kerem kaleciyle karşı karşıya vuramadı. Dönen topta Halil Emre’yi görünce skor 2-0 a geldi. Bu dakikadan sonra Trabzon 2 değişiklik yaptı. Dakika 40’a geldiğinde maçın bence yıldızı olan Nwakaeme’nin ortasında Luyindama’nın yine büyük hatasında Nelsson kimi tutacağını şaşırınca Cornelius ile golü buldu ev sahibi takım. İlk yarı böyle bitti ki ben yine bu maçı kazanırız diye düşünüyordum.
İkinci yarı yine bir Terim bombasıyla karşı karşıyaydık. 2 gol atan Emre ve maçın en iyilerinden Morutan çıkmış, aldığı her topu ayağında eriten Babel -ki ben Babel’den geldiğinden beri çok ümit ettim ama belli artık olmaz.- ve daha 3 gün önce gönderilecek denen Aytaç oyuna girdi. Emre sakatlanmış deniyor ama pek inandırıcı değil. Peki Morutan neden çıkıyor? Akıl alır gibi değil. Bu değişikliklerle başlayan 2. yarıda Trabzon baskısını arttırdı ve dk 61 de Hamsik’in akıl dolu çizgiye inip dışarı çıkarttığı ve 4 kişiyi sadece topu izlettiren pasında Nwakaeme golü buldu. Bu golden sonra da baskısını sürdüren bir Trabzon vardı fakat Trabzon’un en büyük handikapı defansı. Çok hata yapan -Aynı Galatasaray gibi- bir defansla şampiyonluk çok olası olmuyor.
2-2 den sonra Terim 75’e kadar bekledi müdahale için. Oyuna giren Mohamed pek etkili olamadı. 82’de de Oğulcan ve Taylan değişiklikleri geldi. Fakat bunlar da kısıtlı zamanda pek bir etki yapamadı oyuna. Oyunun sonlarına doğru ev sahibi ekibin Yusuf’la bir kaç gibişimi de sonuçsuz kalınca maç geçen hafta gibi 2-0 dan 2-2 ye gelerek Galatasaray için kayıp hanesine yazıldı.
Boey’nin eksikliği özellikle ileri çıkışlarda hissedildi. Kerem, Marcao olayından beri çok formsuz, Luyindama Marcao gelince forma yüzü görmemeli ki bence ben olsam Alpaslan’ı oynatırım. Babel artık emekli olmalı. En önemlisi de Terim artık bu akıl almayan değişikliklerine bir son vermeli. Yaptığı 2 değişiklik bu maçı bu hale getirdi. 2 senedir aynı şeyler söylemekten dilimde tüy bitti.
Fakat sezon 38 hafta ve daha çok yol var. Trabzon gibi bir ekipten deplasmanda puan almak da bir bakıma önemli olabilir. Fakat böyle puan vermek de hiç hoş olmadı.
Yeni sezonun ilk yazısında herkese sağlıklı, huzurlu bir sene dileyerek yazımı bitirmek istiyorum.
Kalın sağlıcakla..
mail: [email protected]
twitter: @cevatdil