OZAN VERDİ EMRE ALDI
Maçın 13. saniyesinde beklenmedik şekilde karşı karşıya pozisyona giren Ozan Tufan topu dışarı attı. Aynı Ozan 13. dakikada bu sefer kırmızı kart görerek maçın bütün kurgusunu değiştirdi. Kasıt yoktu harekette belki ama dikkatsiz davrandı denilebilir Ozan için. Sonuçta bir anda tek taraflı bir oyuna döndü iş. Fenerbahçe topu Kayseri’ye bıraktı. Tamamen geriye yaslanmadı belki takım, defansı öne çıkardı,alanı daralttı ama insiyatif hep Kayseri’deydi. Top hep Kayseri’de kaldı.
İşte ben bunu anlamıyorum. Tamam maçın başında tüm stratejin altüst olmuş. Uzun süre ara verildi, pozitif vakalar yüzünden diğer takımlar kadar antreman yapamadın, gücünü tüketmek istemiyorsun hepsine eyvallah ama karşındaki de Kayseri. Üstüne gittiğinde pozisyona girmemen mümkün değil. Bu kadar topu rakibe bırakmayı doğru bulmuyorum. Ha devrenin sonuna doğru direkten dönen toplarda şans ta Fenerbahçe’nn yanında değildi fakat ben böylesine mahkum bir oyunu 10 kişi bile kalsa yakıştıramadım Fenerbahçe’ye.
Yakıştıramadığım bir başka nokta da Rodriguez’in vurdumduymaz oyunu. Corona döneminde elbette bazı oyuncular futbolla ilgili konsantrasyonunu diğerlerine göre daha fazla kaybedebilirler. Bir kısmı ciddi çalışıp bir kısmı önce sağlıklarını düşünebilirler. Bu tamamen insani bir durum Ayrıca Rodriguez tekrar baba oldu bu süreçte. Antremanların bir kısmını kaçırmıştır. Ancak o sahaya çıkıyorsan, ne olursa olsun %100’ünü vermen lazım. Fenerbahçe bugün kapandığında hızlı ataklara bel bağlamıştı mecburen. Hızlı atak denilince de akla ilk gelen isim Rodriguez. Onun son derece silik görüntüsü de ilk devredeki etkisiz futbolun sebeplerinden biriydi.
Benim sahaya çıkan kadroyla ilgili tek eleştirim Rodriguez. Yoksa mevcut şartlarda ben de aynı 11’i çıkartırdım. Ancak Rodriguez’in hem fizik hem de kafa olarak hazır olmadığını teknik ekibimizin gözlemlemesi lazımdı. Mesela bir Gustavo vardı sahada, yine profesyonellik dersi verdi hepimize. Altay da çıkardığı kritik toplarla maçın dönmesine büyük katkıda bulundu. Serdar kaldığı yerden devam etti, defansın lideriydi. Mehmet Ekici ve Mevlut ise fazla etkili olamadılar. Ferdi az da olsa tehlike yarattığımız anlarda hep pozisyonun içindeydi. Belki yediğimiz gol öncesi gereksiz bir top kaybı yaptı ancak ilk çıkanın o olmasını yadırgadım.
Yalnız esas yadırgadığım oyun 0-1 olduktan ve Ferdi çıktıktan sonra saha içindeki görüntümüzdü. Dikkatle baktım ve nasıl bir dizilişe geçtiğimizi tam olarak anlayamadım. Falette sol kanatta gibiydi, Serdar defansın göbeğinde adeta tek başınaydı. Zaten 10 kişiyken çok riskli bir oyun yapısına döndük ve üstüste pozisyonlar verdik. O bölümde farklı geriye düşebilirdik. Hem Altay hem de şans yardım etti.
Arkasından da Emre Belözoğlu diye 40 yaşında bir adam girdi oyuna. Rodriguez vurdumduymazlığı gitti Emre hırsı geldi. Zajc katkısıyla bir anda pas kalitesi de yükseldi. Oyun Fenerbahçe’ye geçti.Emre arkadaşlarını da ateşledi. Bir penaltı yaptırdı bir de asist yaptı Gustavo’nun muhteşem golüne. Giden maçı mucizevi biçimde geri getirdi. Tekrar ediyorum bu adam 40 yaşında. Başarılarla dolu futbol hayatının son 8 haftasına girerken maça damga vurdu. Umuyorum kalan haftalarda sezona da damga vuranlardan biri olur. Bugün Ozan’ın verdiği maçı aldığı gibi, hayalkırıklığıyla giden sezonu ellerinde göğe yükselen Türkiye kupasıyla bitirir.
twitter: @alperalp72
