RAHAT GECE
Beşiktaş için üst sıralara tırmanma yolunda avantajın iyiden iyiye elde edilebileceği bir fırsat haftasıydı. Cuma günü tüm rakiplerden önce kendi sahasında oynama avantajını kullanma ve düşme mücadelesi veren rakip Konyaspor’a karşı bir sürprize mahal vermeme amacıyla sahaya çıktı Siyah-Beyazlılar. Oyuna başlayan 11’de geçen haftadan farklı olarak sadece hafta içi sakatlık geçiren Adem Ljajic yerine Diaby vardı, ki bu da yeterince önemli bir eksiklikti.
Maça iki takımın da çok hareketli başlamadığını notlarımız arasına alırken ilk tehlikeli girişimin Konyaspor’dan gelip, ofsayt ile sonuçlandığını gördük. Henüz 15. dakikada Lens’e yapılan sert bir hareket sonucu VAR uyarısı ile Konyaspor’dan Hadziahmetovic kırmızı kart gördü. Bu pozisyon için şahsi yorumum; oyuncunun gaddarca bir faul yapmadığı, ancak her ne kadar istemsiz olsa da son derece kontrolsüz bir giriş yaptığıydı. Nitekim Lens son anda ayağını çekmeyi başaramasa ayağının kırılmasıyla sonuçlanabilecek kadar sert bir fauldü, dolayısıyla kırmızı kart doğru karardı.
Beşiktaş’ın ilk tehlikeli gol pozisyonu ise ancak 25. dakikada Gökhan Gönül’ün düzgün ortasına N’Koudou’nun boş kaleye vuramadığı kafasıyla geldi. 4 dakika sonra bu kez sağ kanattan organize gelişen hücumda ceza yayından Ruiz’in şutu az farkla dışarı gitti. Beşiktaş ilk yarım saat sonunda iki hafta önce kaybedilen Antalyaspor maçındakine benzer şekilde yine rakibinin 3 katı isabetli pasla oynamasına karşın savunmayı aşmakta zorlanıyordu. Rakibi göbekten delecek bir 8 numara eksikliği yine bariz şekilde hissediliyor ve göbekten sonuç alınamadıkça kanatlara başvuruluyordu. N’Koudou sol kanatta buluştuğu toplarda sıfıra inerse tehlikeli olabiliyor ama nedense çoğunlukla geri dönmeyi tercih ediyordu!
Burak Yılmaz’ın VAR’a da başvurulmayan iki penaltı itirazının ardından, bu kez boş işleri bırakıp sorumluluk alması ve sol kanatta aldığı topla ceza sahası köşesinden çektiği mükemmel şutla ağları sarsması ile Beşiktaş rahatladı. Burak kariyeri boyunca basit penaltılar beklemek yerine bu şekilde işini yapsa bugün olduğundan çok daha saygı duyulan bir oyuncu olabilirdi.
Gol sonrası Beşiktaş’ın atakları sürerken ilk yarının bitimine doğru sezonun en güzel hazırlanmış gollerinden biriyle farkı ikiye çıkardı Kartallar. Burak ile Diaby’nin harika verkaçları neticesinde kaleciyle karşı karşıya kalan Diaby düzgün bir vuruşla köşeyi gördü.
İkinci yarıya da hızlı başlayan evsahibinde yine Burak’ın güzel asistinde kaleciyle baş başa kalan Lens çok klas bir vuruşla farkı üçe çıkardı. Eğer Diaby ve Lens bu düzgün vuruşları sezon başından beri yapabilse Beşiktaş’ın şu anda 5-6 puan daha fazlası olabilirdi, o durumda düşünün şu anda neler konuşuluyor olurdu!
3. golden sonra iyice rahatlayan Beşiktaş’ta takımın kendini daha fazla sıkmadığını ve Sergen hocanın da 5 değişiklik hakkının hepsini kullanarak takımı dinlendirmeye çalıştığını gördük. Beşiktaş’ta genç oyunculardan Ersin ve Rıdvan güven veren performanslarını sürdürdüler. Ersin her an maçın içinde ve konsantre olduğunu hissettiren bir kaleci. Rıdvan ise hem savunmada girdiği kritik kademelerle, hem hücumda verdiği destek ve yaklaştığı gol fırsatlarıyla takımın en iyilerindendi. Diğer oyuncular da -Lens ve Diaby hariç- standartlarının altına düşmeyince rahat bir galibiyet oldu. Lens ve Diaby’i ayrı tutuyorum, çünkü her ikisi de güzel birer gol atmasına rağmen bu gollerin dışında her zamanki vasat oyunlarını oynadılar.
Yeni sezonda kiralık olduğu için Diaby’den kurtulmak zor değil, ama Lens kamburundan ne zaman ve nasıl kurtulacak Beşiktaş, orası soru işareti.
75 dakika 10 kişi oynayan bir rakibe karşı rahat bir gece geçiren Beşiktaş için bu maçın iyi bir test olduğunu söyleyemeyiz. Haftaya düşme potasında can mücadelesi veren Kayserispor’a karşı deplasmanda verilecek sınav daha önemli olacak, o sınav da kazasız geçilirse Beşiktaş’ın ligi şu an olduğundan daha üst bir sırada bitirme ihtimali son derece yüksek olacaktır…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu
