https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ROLAND GARROS, 127 SENELİK TARİH

Okunması Gerekenler

BURAK BELGEN1891’den bugüne, her Mayıs ayı son çeyreğinin vazgeçilmezi tarihi spor şöleni.. 4 Grand Slam’in kronolojik olarak ikincisi, Fransa Açık ya da namıdiğer; Roland Garros..

İlk olarak “Fransa Şampiyonası” adıyla düzenlenen ve 1897 yılına kadar yalnızca erkek sporcuların katıldığı turnuvaya, 1897 yılından itibaren bayanlar kategorisi de eklendi. Sonrasında da sırayla; 1902’de karışık çiftler ve 1907’de çift bayanlar..

*** Grand Slam öncesi-sonrası ilk şampiyonlar

1925’ten itibaren uluslararası katılımcıların da mücadele ettiği turnuvaya dek sadece Fransa’da yaşayan Fransız kulüplerine kayıtlı tenisçiler yarışabilirken, çok ilginç şekilde 1891’de ilk kazanan isim ise Paris’te ikamet eden bir İngiliz; H.Briggs!

Kadınlarda ise tarihe geçen raket ise 1897’deki ilk turnuvayı şampiyon bitiren Fransız Adine Masson.

Profesyonel oyuncular ile amatörlerin karşılaşmasına izin verildiği “açık dönem (Open Era)” olarak nitelendirilen ilk Grand Slam’in tarihi ise 1968 yani tam 50 sene önce.. Kazanan isim ise finalde vatandaşı efsane raket Rod Laver’i 4 sette geçmeyi başaran Avustralyalı Ken Rosewall..

Kadınlardaki ilk Grand Slam şampiyonu ise 1968’deki finalde Britanyalı Ann Haydon Jones’u 3 sette geçen Amerikalı Nancy Richey.

*** 90 senelik tarih

Turnuvaya adını veren “Roland Garros” kortunun 1928’deki inşasına kadar şampiyona, “Stade Français” ve “Racing Club de France” sahalarında oynandı.

Kapılarını “resmi anlamda” 1928 Temmuz’undaki Davis Cup maçlarıyla açan, orjinal ismiyle Stade Roland Garros’un 90 senesi..

Yapılış hikayesi ise; Dört Silahşörler lakaplı 4 efsane Fransız raket; Rene Lacoste, Jean Borotra, Henri Cochet ve Jacques Brugnon, 1927 senesinde Philadelphia’daki Davis Cup maçında, sürdirekt favori Amerikan takımını 3-2 yenip Dünya Şampiyonu olurlar ve bir ilki gerçekleştirdikleri ülkeye kahraman gibi dönerler.

Ve yetkililerin 1928’deki rövanşı düşünüp, kendi evimizdeki bu maçı kapasitesi yüksek ve güzel bir tesiste oynayalım fikri bu tarihi stadın yapılmasının ilk ateşi olur.

Peki 1928 Davis Cup finali ne oldu, Amerikalılar Fransa’da rövanşı alabildi mi diye soracaklar olanlara; “hayır, bu kez de 4-1 kaybederek ülkelerine döndüler” diyerek meraklarını giderelim.

Eklemezsek olmaz; aynı zamanda tek erkekler kupasına verilen isim “Silahşörler Kupası” da bu 4 efsanenin anısına..

*** 127 senede 121 kez, sadece 6 fire

Bu seneyle beraber 128 yaşına basacak tarihi turnuva Dünya Savaşları haricinde kesintisiz şekilde devam ederken (1.Dünya Savaşı 1915-19, 2.Dünya Savaşı-1940 haricinde) tam 121 sene sahne almış.

*** Roland Garros kimdir?

Toprak kortta 127 senedir oynanan dev turnuvada, biz önce isim babasına gidelim;

Fransızların en ünlü savaş pilotlarından biri olan ve 1.Dünya Savaşı öncesinden ününü tüm Fransa’ya duyuran pilot, savaş esnasında Almanlara esir düşmüş, daha sonra kaçıp kurtularak tekrar orduya katılmış ve uçağının düşmesi sonucu da, 1918 yılında, 30 yaşındayken hayatını kaybetmişti.

Dünyanın ilk savaş pilotu olarak biliniyor olması ve bunun yanı sıra Akdeniz’i geçen ilk Fransız pilot ünvanına da sahip, tarih kitaplarına göre iyi de tenis oynayabilen, tek kelimeyle “bir ulusal kahraman” turnuvaya adını veren isim.

*** Ana Kortlar

Roland Garros’un merkez kortu 14,840 kapasiteli Philippe Chatrier (1928)

Philippe Chatrier (1926 – 2000) yılların arasında yaşamış bir sporcu.. Grand Slam’lerde 3.tur ötesine geçememiş de olsa, asıl kariyerini gazeteci ve yönetici olarak tenisin hemen her kademesinde yer alarak yapmış ve Fransa’da tenis dendiğinde akla gelen tarih yapraklarındaki ilk 3 isimden biri..

2.büyük kort 10,068 kapasiteli Suzanne Lenglen (1994) 

Tarihin en iyi oyuncularından Suzanne Lenglen‘in adı (1899-1938) bugün hem kadınlar kupasında, hem de Roland Garros’un en büyük ikinci kortunda yaşıyor. Tekler, çiftler ve karışık çiftlerde, kartvizitinde toplam 21 Grand Slam title’ı ve üst üste 181 maçlık rekoruyla “Tanrıça” lakaplı efsane. Kazandığı onlarca kupa ve Grand Slam’in yanı sıra, üstüne bir de “astım hastası” olarak bunları başarması takdire şayan.

Court 1 (1980)

3.büyük kort 3,800 kapasiteli.

Bullring yani Boğa Güreşi Arenası lakabı olan kortun, bu ismi alma nedeni de yuvarlak şekli.

Sahaya oldukça yakın tribünler, tenisseverlerin yapılan anketlerde en sevdiği, her sesi duyup, oyunun en çok içinde oldukları..

*** Diğer Grand Slam’ler ve Büyük Turnuvalardan “en önemli” 2 Fark;

Şahin gözü (hawk eye) uygulaması sadece bu Grand Slam’de yok. Bunun başlıca nedenleri; topun toprakta net şekilde iz bırakması, itiraz halinde hakemlerin aşağı inip düştüğü yeri net şekilde kontrol edebilmesi ve de gelenekçilere göre de buna ek olarak tarihi ritüel’in bozulmaması.

Anonslar Fransızca. Normalde hemen her büyük turnuvada anonslar önce o ülkenin dili, sonrasında da İngilizce olarak yapılır ama Roland Garros’ta sadece ve sadece Fransızca!.

*** Roland Garros Şampiyonları

Toprağın kralı, tabii ki Roland Garros’un 10 şampiyonlukla en çok kazanan ismi olan Rafael Nadal. İspanyol boğasının ilk 9 şampiyonluğu sadece 10 seneye (2005-14) sıkıştırdığını da eklemiş olalım! Nadal’ın 10/10 yapmasını engelleyen isim ise 2009 senesinde, O’nu 4.turda eleyen İsveçli Robin Soderling’i finalde 3-0 ile geçen Ekselansları Roger Federer.

Bu arada Nadal’ın 5 kez üst üste (2010-14) ile rekoru da elinde bulundurduğunu belirtelim.

Amatör zamanı saymazsak Fransa Açık’ın en çok şampiyon olan 2. ismi ise, 4’ü üst üste (1978-81) olmak üzere 6 kezle çizgi dışı İsveçli efsane Bjorn Borg.

Kadınlarda Roland Garros‘u en çok kazanan isim 7 şampiyonlukla Amerikalı Chris Evert. 2. sırada ise 6 kezle Alman Steffi Graf var.

Faal tenisçiler arasında en çok şampiyonluğu bulunan isim ise Serena Williams. Amerikalı raketin 3 şampiyonluğu bulunuyor.

*** Roland Garros Tarihindeki Türk Raketler, İlkler

Herkes Grand Slam oynayan ilk sporcumuzu Nazmi Bari (1959 Wimbledon) olarak bilir ama aslında 1950 Roland Garros’ta “’o zamanlı ismiyle Uluslararası Fransa Tenis Turnuvası’nda” ana tablo üçüncü turu oynayan gururumuz Bahtiye hanım (Musluoğlu) bu sularda yüzen ilk raketimiz. Bu organizayonda tur atlayan ilk tenisçi de Marsel İlhan..

Kadınlarda da Çağla Büyukakçay ve İpek Soylu “bir Grand Slam’de ana tablo maçına çıkan ilk Türk kadın tenisçiler”. Çağla ayrıca sadece Roland Garros özeli değil, tüm Major turnuvalar genelinde bir ana klasman maçını kazanan ilk kadın raketimiz olmuştu.

*** Grand Slam’lerin En Zorlusu

Toprakta ace fazla olmaz, puan çabuk bitmez! 4 Grand Slam içinde, sert ve çim zemine nazaran topun hızının azalması ve yerden fazla yükselmesi nedeniyle, bunun akabinde gelen bitmeyen rally’ler ve yetenek kadar güç, sabır, dayanıklılık, disiplin hatta fizik kondisyonundan da öte psikoloji gerektiren RG’da “özellikle erkeklerde” şampiyonluk kazanamadan kariyerleri biten o kadar çok ünlü raket var ki;  Başta 14 Grand Slam zaferi bulunan Pete Sampras, yine diğer 3 kortta 8 Grand Slam kazanmış Jimmy Connors,  7 zaferin yanına RG ekleyemeyen John McEnroe, 6 Major turnuva şampiyonlukları bulunan Boris Becker ile Stefan Edberg ilk akla gelen efsaneler..

Faal tenisçiler içinde de, dünyanın gelmiş geçmiş 1 numarası olarak bilinen ve toplam 20 tekler Grand Slam şampiyonluğu bulunan Roger Federer’in, toprakta sadece 1 kez (2009) kazanabildiğini de not düşelim!.

Kadınlarda akla gelen ilk isimler ise; çiftlerde kardeşi Serena ile beraber bu kortlarda kupayı 2 kez kaldırmış da olsa, tek-çift toplamında tam 21 Grand Slam kazanmasına rağmen, bunların yanına RG tekler zaferi ekleyemeyen Venus Williams ile 5 tekler, 13 çiftler ve 7 karışık çiftler olmak üzere toplamda 25 Grand Slam zaferinin içinde 1 tane bile Roland Garros tekler zaferi olmayan Martina Hingis..

*** Kazananlara 2.2, toplamda 40 Milyon Euro ödül

Sadece manevi yönü değil maddi açıdan da oldukça doyurucu olan Roland Garros’ta, bu sene toplamda 40 Milyon Euro’ya yakın para ödülü dağıtılacağını söylemiş olalım. Erkek-kadın teklerde kazanan raketler 2.2, finalistler ise 1.120 Milyon Euro kazanacaklar.

Çiftlerde kazananlar; 450.000, finalistler 225.000, karışık çiftlerde de kazananlar da 114.000, finalistler 57.000 Euro’nun sahibi olacaklar.

*** OPEN ERA sonrası (1968) EN’ler

En Genç Kazananlar:

Michael Chang (ABD) – 17 yaş, 3 ay (1989)

Monica Seles (ABD) – 16 yaş, 6 ay (1990)

En Yaşlı Kazananlar:

Andres Gimeno (İspanya) – 34 yaş, 10 ay (1972)

Serena Williams (ABD) – 33 yaş, 9 ay (2015)

En Uzun Maçlar:

2004 senesinde iki Fransız tenisçi F.Santoro-A.Clement arasında oynanan 1.tur maçı 2 günde biterek tam 6 saat 33 dakika sürmüştü. 5 sette sona eren ve tarihe geçen maçın final seti de 16-14 bitmişti.

1995 senesinde V. Buisson (Fransız) ile N. Van Lottum (Hollanda-Fransa) arasında oynanan 1.tur maçı da 4 saat 7 dakika sürmüştü.

En Çok ve Art Arda Maç Kazananlar:

Rafael Nadal- Toplamda 79, 39 kez üst üste

Steffi Graf 84 kez en çok, Chris Evert 28 kez üst üste

En Fazla Kazanan Ülkeler:

Erkekler: İspanya – 16 kez (son olarak 2017-Nadal)

Kadınlar: ABD – 15 kez (son olarak 2015-Serena Williams)

En Unutulmayan Finaller:

Ivan Lendl’a ilk Grand Slam title’ını getiren 1984 finali.. Rakip John McEnroe ve setler: 3-6, 2-6, 6-4, 7-5, 7-5,

Kadınlarda da final seti solukları kesen ve 12’de sona eren Jennifer Capriati-Kim Clijsters 2001 finali. Setler: 1-6, 6-4, 12-10

*** Son Şampiyonlar ve bu senenin kağıt üstündeki favorileri

Bu arada son şampiyonlar erkeklerde Rafael Nadal, kadınlarda da kariyerindeki ilk Grand Slam zaferini bu kortlarda yaşayan Letonyalı Jelena Ostapenko.

Eleme turları 21 Mayıs Pazartesi start alan ama ana tablo maçları 27 Mayıs’ta başlayıp 10 Haziran’daki finallerle sona erecek bu seneki organizasyonda, geniş bir analizle turnuvaya 48 saat kala sizlerle olacağız ama şimdilik; erkeklerde Nadal’ın “yine” favori olduğunu, Federer’in turnuvada yer almayacağını ve kadınlarda da “otoritelerce” Halep-Svitolina ikisilinin burun farkıyla başta, Muguruza- Serena-Kvitova-Sharapova-Ostapenko beşlisinin de kağıt üstündeki diğer olağan şüpheliler olduğunu belirtelim.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular