Shane Warne’u en basit tanımla anlatmak gerekirse, onun için kriketin David Beckham’ıdır demek yeterli olacaktır. Tabii Beckham’ın futbolculuğundan çok daha üst kalibrede bir kriketçi olduğunu da belirtmek lazım!
1969 Wictoria doğumlu Avustralya’lı efsane, gerek hızlı arabalara merakı , gerek aşk skandalları ama herseyden öte sahadaki inanılmaz performansıyla, 90’lar ve 2000’lerde bütün kriket dünyasını peşinden koşturmuştur. Kriket dünyası olarak da bütün Commonwealth ülkelerini düşünebilirsiniz. Test maçlarda ( bütün gün oynanan ve genelde 5 gün süren maçlar ) aldığı 708 wicketla ( vurucu pozisyonundaki rakip oyuncuyu dışarı çıkarmak ) uzun süre dünya rekorunu elinde tutmuş, bu sayı daha sonra Sri Lanka’lı Muralitharan tarafından geçilmiş olsa da Sri Lanka test maçlarını daha çok zayıf ülkelere karşı yaptığı için bence çok da önemi yoktur.
One day Internationals maçlarıyla ( her iki takımın 300 top attığı bir günde biten maçlar ) beraber Warne ‘ un wicket sayısı 1000’in üzerine çıkmaktadır.
Shane Warne tartışmaya açık olsa da gelmiş geçmiş en iyi Spin Bowler ve faydalı bir alt sıra vurucusudur. Spin Bowler’ların ( topu bilek ve parmakların yardımıyla çevirerek atan oyuncular ) önemini neredeyse tamamen yitirdiği bir dönemde ortaya çıkmış ve attıkları topun hızı 160 kilometrelere ulaşan Fast Bowler’larla 2 decade boyunca mücadele etmiştir.
1993 Ashes serisinde (her 2-3 senede bir Ingiltere ve Avustralya arasında oynanan 5 test maçlık seri , kriketteki en büyük rekabet ) Gatting’e attığı topun yerde sektikten sonraki inanılmaz yön değiştirmesi , o atışın ‘ Bowl of the Century ‘ olarak anılmasını sağlamıştır. Bu atışın futboldaki karşılığı ancak Maradona’nın 86 Meksika’da Ingiltere’ ye attığı gol olabilir.
Bir türlü kurtulamadığı fazla kiloları, onlardan kurtulacağım derken kullandığı haplar yüzünden aldığı doping cezaları , 3 çocuk babası olmasına rağmen yaşadığı sansasyonel aşklarla ( Elizabeth Hurley ‘ i bile aldattığını söylersek çıtayı ne kadar yüksek tuttuğu anlaşılabilir ) dolu özel yaşamına rağmen 2007 yılında Uluslararası kriketi bıraktığında, o zamanki Avustralya takım kaptanı Ricky Ponting bir dönemin kapandığını ve kriketin artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını belirtmiştir.
Sarı saçları, mavi gözleri ve hafif bira göbeğiyle bence kriket sahasına en çok yakışan oyunculardan biri olmuştur. Günümüzde ise profesyonel poker oyunculuğu, yorumculuk ve kendi adını taşıyan vakıfla ihtiyaç sahibi çocuklara maddi destek sağlayarak hayatına devam etmektedir.
