https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

UNUTULMAZ ‘KÜLT’ FUTBOLCULAR

Okunması Gerekenler

EMRAH

80’lerin sonları, 90’ların başları, o devirlerde internetin ne olduğunu bile bilmiyoruz, şu anki televizyonda bir günde onlarca maç seyretme şansı, adeta bir hayal. Günümüzde, artık 40 yaşını geçen Avrupa futbolu sevdalılarının o zamanki tek şansları, perşembe geceleri 19.35’te TRT 2’de yayınlanan, İlker Yasin’in hazırlayıp sunduğu ‘Avrupa’dan Futbol’ programını izlemek. Mutlaka hatırlayanlar olacaktır, çift röveşatayla atılan gollü, müthiş bir jeneriği vardı. En azından zamanın ruhu dolayısıyla bana öyle geliyordu.
O dönemde Romario, Klinsmann, Vialli, Van Basten gibi isimlere herkes hayranken, ben daha çok, hiçbir zaman büyük takımlarda oynayamamış ya da Dünya Kupalarında, Avrupa Şampiyonalarında boy gösterememiş, ama lokal liglerde fırtına gibi esen, adeta leblebi gibi gol atan futbolculara daha çok ilgi duyardım.
Bu yazılarda, aklımda en çok iz bırakan futbolcuları hatırlatacağım. Sizin de aklınıza gelen isimler olursa lütfen bizimle paylaşın…

LEE CHAPMAN

1959 doğumlu, 1.91’lik sarışın İngiliz forvet, ‘Pivot Santrfor’ deyiminin adeta kelime anlamıydı. Ceza sahasına gelen uzun topları mutlaka bir şekilde indirir, alamasa bile en azından rakip stoperi bozardı. Oldukça gözü kara bir oyuncu olan Chapman’ın rakipleriyle girdiği bol dirsek temaslı kafa topları sonucu, birçok maçta sahada kan revan içinde, sargılarla mücadele ettiğini çok net anımsıyorum.
İngiltere’de 10’dan fazla takımda oynamasına rağmen, en iz biraktığı takımlar Nottingham Forrest ve Leeds United oldu. Özellikle 90-93 yılları arasında Leeds formasıyla attığı 62 gol, onu taraftarların gözünde efsane mertebesine ulaştırdı. İngiltere Liginde 200 gol barajını geçen ender oyunculardan olmasına rağmen, Lee Chapman bir kere bile İngiltere Milli formasını giyemedi!

ROLAND WOHLFARTH

1963 doğumlu Roland Wohlfarth 80’lerde ve 90’larda Bundesliga’nın Bug’ıydı. 10 seneye yakın Bayern Münih forması giyen Alman oyuncu, apoletinde 5 Bundesliga şampiyonluğu, 2 Bundesliga gol krallığı bulundurmasına rağmen, Alman Milli takım formasını sadece 2 kez giydi, bunlarda da gol kaydına muvaffak olamadı. Bu konudaki en büyük şanssızlığı ise, akranı olan Klinsmann, Völler, Riedle gibi yıldızların, hep bir tık gerisinde kalmasıydı.
Yere sağlam basan, çok güçlü bir oyuncu olan Wohlfarth’ın, en büyük özelliği, defans arasına yaptığı zamanlamalı koşulardı. İmza vuruşu ise, kaleciyle çaprazda karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda, köşeye plase ya da sert vuruş yerine, yatarak gelen kalecinin üstünden topun altına girerek yaptığı basit aşırtma vuruşlardı.
Bayern sonrası başarılı bir Saint-Etienne macerası da yaşayan Alman forvet, ülkesine dönerek alt liglerde profesyonel futbola veda etti.

MARK HATELEY

61 doğumlu İngiliz forvet, 1984 yılında o dönem için astronomik bir ücret olan 1.000.000 £ bonservis bedeliyle Portsmouth’dan Milan’a transfer olarak spot ışıklarını üzerine çevirdi. Adının İtalyan spikerlerce ancak Attila olarak telaffuz edilebilmesi sebebiyle de, necip Türk Medyasının da ilgisini çekti ve bir anda İmparator Atilla Milan’da haberleri yapılmaya başlandı. Fakat, Van Basten, Gullit ve Rijkaard öncesi yeniden yapılanma sürecinde bulunan Milan’da beklediği başarıyı yakalayamadı.
Tam bir 4-4-2 forveti olan Hateley, İngiltere, Amerika, İtalya, Fransa ve İskoçya liglerinde forma giydi. En başarılı dönemini 87 gol attığı Glascow Rangers’da yaşayan Hateley, kulübün Brian Laudrup öncesi efsanesi oldu.
32 kez İngiliz Milli takım formasını giyip, 9 gol kaydeden Mark Hatteley, kariyerini teknik direktör olarak sürdürüyor.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

emrah.seber@abcspor.com

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular