https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

USTALARIN KARIŞIMI

Okunması Gerekenler

Maçın ikinci yarısı başladığında Fenerbahçe orta sahasının göbeği Emre-Gustavo ikilisinden oluşuyordu. Bu ikili uzun zamandan beri sahip olduğumuz belki de en kaliteli ikili. Önlerinde ise Max Kruse, bir başka usta ayak. Kanatta bugün çok formda olmasa da yine top tekniği yüksek bir isim Deniz Türüç ve en uçta ”kalın” bir oyuncu gibi gözükse de harika duvar olabilen ve pas trafiğine müthiş katkı yapan Vedat Muriqi. Bir kaç sezondur yaratıcılıktan, yetenek eksikliğinden şikayet eden bizler için ”ustaların karışımı” gibi bir kadro yapısı. Bu oyuncular maçın ikinci yarısında biraraya gelince bir anda tempomuz ve pas trafiğimiz daha yukarı seviyeye çıktı. Üstüste pozisyonların ardından ise galibiyet golümüz geldi.

Bakın galibiyet golü Emre-Kruse-Vedat üçgeni sonrası hazırlanış bakımından nefis bir gol olarak kayıtlara geçti. Geçen hafta Alanya deplasmanında, Trabzon maçında, Başakşehir’e karşı son dakikada ve Gazişehir maçındaki gollerimiz, lütfen hepsini gözünüzün önüne getirin. Tamamı üst düzey, hızlı, ”ustaca” paslaşmalar sonrası gelen goller değil mi? Son bir kaç sezonda bu şekilde attığımız gollerin toplamı bir elin parmaklarını geçmez. Bu sezon ise her hafta hazırlanış açısından mükemmel goller atıyoruz. Bu da takımdaki ”topu bilen” oyuncu sayısının artmasından ileri geliyor.

Tabii şampiyon olmak için bu değişim yeterli değil. Özellikle de defansımız maalesef halen alarm vermeye devam ediyor. Hadi sakatlar iyileşince beklerle alakalı sıkıntıyı giderebiliriz ancak stoperde doğru tandemi bulmak Fenerbahçe için önümüzdeki haftalarda hayati önem taşıyacak. Bugün Rami-Zanka ikilisiyle başladık. Yediğimiz golde ikisi de çok kötü gözüktü. Özellikle Rami fizik olarak hiç hazır değildi. Ersun Hoca bunu antremanda muhakkak görmüştür, buna rağmen Rami’ye görev vermesini yadırgadım. Ancak devre arasında onu oyundan çıkartarak daha sıkıntılı bir durumdan korumasını da doğru buluyorum.

Tabii Rami’nin fizik görüntüsü çok şeyi açıklıyor bizlere futbol adına. Bu oyuncu geçen yaz Dünya Kupası kaldımış biri olarak sezonu kapatmıştı ancak ligin ikinci yarısında formasından uzaklaştı, Haziran-Ağustos dönemini antremansız geçirdi. Hazırlık kampı yemedi. Bu süre içerisinde futbola olan konsantrasyonu da başka işlere kaydı. Bugün sahadaki görüntüsü futbolda dünün değil bugünün önemli olduğunu, fizik olarak iyi durumda olmadığınızda, eksikliğinizin kabak gibi ortaya çıkacağını gösterdi. Diğer tarafta da ters örnek olarak Ozan Tufan var. Ozan geçen sezon bu aralar kadro dışı kalmıştı ve U-21 takımına gönderilmişti. Ben o dönem Dereağzı’nda Başakşehir ile oynanan bir maçı izlemiştim. Ozan U-21’in kaptanı olarak sahaya çıkmıştı. Göbeği hafif salmış, 10 m2’de top oynayan veteran bir futbolcu gibiydi. Sanki kafada futbolu bitirmişti. O Ozan Alanya’da ikinci yarı yeniden doğdu. Belli ki Rami’nin ”yattığı” bu yaz, Ozan çalışmaya devam etmiş. Sezona inanılmaz fit ve kuvvetli girdi. Bugün de iyi oyununun yanında maçın sonlarında önce rakip kalede gol ararken gördük Ozan’ı, 10 saniye sonra bir baktık, bizim ceza sahamızda müthiş bir ters kademe ile rakibin %100’lük pozisyonunu engelliyor.

Yani demem o ki, evet yetenek, yaratıcılık, ustalık bunlar çok önemli. Eksikliğini çok hissettik son senelerde ve artık bu konularda daha yeterli bir takımız . Ancak günümüz futbolunda fizik kalite de olmazsa olmazlardan biri. Biz sanki doğru ”karışımı” yavaş yavaş buluyoruz gibi. Yeter ki defans kurgumuzu biraz daha oturtalım. Bugün son dakikalarda olduğu gibi rakibe affedilmeyecek hatalarla pozisyonlar vermeyelim. İşte o zaman çok daha etkili bir Fenerbahçe ortaya çıkacaktır.

Özellikle iç sahada daha etkili olmamız için ise gerekli olan çok önemli bir faktör daha var. O da Fenerbahçe tribünleri. Ben bu satırlarda defalarca övdüm taraftarımızı. Hala da deplasmanlarda açık ara sahaya en çok katkı verenin Fenerbahçe tribünleri olduğunu düşünüyorum. Ancak itiraf edelim ki Kadiköy’de giderek koordinasyonu kaybediyoruz. Her kafadan farklı ses çıkıyor. Karşılıklı tezahüratlarda bile uyum bir türlü yakalanamıyor. Maçın sonunda rakip dalga dalga gelirken Galatasaray aleyhine tezahüratlar yapılıyor. Acilen bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Farklı tribünlerin önde gelen isimleri muhakkak biraraya gelmeli, dialog eksikliği bas bas bağırıyor. Takım ustaların katkısıyla düzelmişken taraftarın geriye gitmesi şampiyonluk yolunda bizlere hiç ama hiç yakışmıyor.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular