Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’na Bilgin Gökberk’in deyimiyle ‘seçim değil seçin’ sonucu gelen Yıldırım Demirören Türk futbolundaki en bahtsız isim olabilir. Her tartışmalı durumda yerden yere vuruluyor, tüm oklar onu hedefliyor. Halbuki kararların ne kadarı kendine ait, bu okların gerçek hedefi kim olmalı gibi soruların cevabını herkes biliyor ama tabii Demirörene vurmak ucuz kahramanlığından kimse vazgeçemiyor. Canım koskoca Başbakanı (artık daha da kocaman, Cumhurbaşkanı) eleştirecek değil ya insanlar. Haşa, sümme haşa!
TFF’nin içinde olup bitenlere dair çok sınırlı bilgimiz var ama bunların buzdağının görünen kısmı olduğunu kestirmek kolay. Sene boyu skandal kararlara imza atan federasyon yazın da bu uygulamalara devam etti. Önce TFF UEFA Klüp Lisansları ile ilgili cezalarda erteleme kararı aldı. Tahkim Kurulu bu kararı bozdu. Ertesi gün acil toplanan TFF talimatı tekrar değiştirdi ve sezona eksi puanla başlayacak klüpleri kurtardı. Tahkim tarafından kesinleşen kararı bozan TFF bu konuda da büyük ihtimalle bir ilke imza atmış oldu. Tahkim de sene boyu boş durmamış, aldığı kararlarda ilginç ve kafa karıştırıcı uygulamalara gitmişti. Spor programlarında da PFDK ve Tahkim Kurulu arasında bir soğuk savaşın yaşandığı anlatılıp durmuştu.
Terim’in Milli Takımlar yönetimine geçmesi sürecinde ve sonrasında da Galatasaray’ın hedefinde Yıldırım Demirören vardı. Oysa bu işi de güya futbolda şike soruşturması sırasında adı geçen Göksel Gümüşdağ bitirmişti. Kendisi o sıralarda Terim’le yaptığı görüşmeler konusunda bu iddiaları yalanladı ama şimdilerdeki popüler tabirle zamanlama manidardı yani. Gümüşdağ’ın o dönemde futbolla ilişiği resmen kalmamıştı ama hala Başbakan’ın akrabasıydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan Vekili olan Gümüşdağ, İBB takımının adı İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan İstanbul Başakşehir Belediyespor’a geçince takımın da patronu oldu. Başakşehir’in yeni stadının adı Başakşehir Fatih Terim Stadı oldu. Başbakan açılış maçında oynadı, hat-trick yaptı. Bir hafta geçmeden Göksel Gümüşdağ Klüpler Birliği Vakfı’na Başkan seçildi! Tesadüfün iğne deliği, Milli Takım’ın Fatih Terim’den önceki patronu Abdullah Avcı da daha önce İBB’nin başındaydı. Şimdi tekrar yeni İBB’nin başına geçti! Öyle fırıldak işler ki, yazarken benim başım döndü, paragraftan tiksindim!
Yabancı sınırlaması da uzun süredir gündemi meşgul eden başka bir konuydu. 6+0+2, 5+1 möbleli, 4+ln(e)+yabancı damat gibi alternatifler konuşulurken klüplerin bir kısmı daha önce açıklanan kararlara uyun, ona göre planlama yaptık dedi. Diğerleri de bizde çok yabancı var, elimizde patlar demediler de, Türk futboluna zarar vermeyin, açın Türk futbolunun önünü dediler. Ben futbolun herşeyinden sorumluyum diyen Fatih Terim, kriter koyun serbest kalsın dedi. Federasyon 5+3 dedi, herkes evlerine dağıldı.
Soma’daki korkunç kazada (yazar burada kaza derken toplu cinayeti kastediyor) hayatını kaybedenlerin ailelerine yardım amaçlı düzenlenen maçlarda pek o kadar da yardımsever olmadığımız meydana çıktı. TFF de bir karar alarak Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanacak Süper Kupa maçının bölgeye yakın olsun diye Akhisar’da oynanacağını açıkladı. Bu maçta kale arkası biletleri 75TL olarak fiyatlandıran TFF’nin ne amaçladığı ise halen esrarını koruyor. Maksat maddi kazancı yüksek tutmaksa maç daha kapasiteli doğru düzgün bir yerde oynatılırdı herhalde? Yok bölge insanı gelsin, onlara yakın olsun, moral olsun ise amaç, o zaman da bilet fiyatlarının çeyiz parasına olmaması gerekirdi belki de?
TFF’den herkes şikayetçi. Galatasaray TFF istifa etsin diyor, Fenerbahçe ta Şubat’ta artık kurul kararlarını tartışmıyoruz bile çünkü seçim sürecine girilmiştir diyor, Trabzonspor veryansın ediyor, Beşiktaş lanet okuyor, basın giydiriyor, taraftarlar sallıyor ama esas demesi gereken kişi “Seçin” demiyor. Eh o demedikçe de, özerk futbol federasyonunda (best of Yersen vol. 4) hiçbir şey değişmiyor.
* Her daim gündemin değiştiği, kaosun en büyük güç olduğu dünyanın en büyük akıl hastanesinde yaşayan bizlerin peşini türlü olaylar yaz boyu bırakmadı elbette. Burada yazanlar doğal olarak olup biten garabetin tamamını kapsayamaz; her absürd gelişmeyi yazmaya vakit yetmez.
ABCSPOR
